Bazen su olmak lazım, sessiz sakin...
Bazen sel olmak lazım, öfkeli ve hırçın.
Bazen mum alevi olmak lazım, sabırla tükenmeyi bekleyen.
Bazense volkan olmak lazım, önüne gelen her şeyi hızla tüketen. Kimine Su olacaksın, kimine sel.
Kimine mum olacaksın kimine volkan.
Ama kimseye asla kul olmayacaksın, yüce yaradan dururken...!
Can YÜCEL
Birisi, kabuk tutmuş yaralarımızı okşamaya başladığında, cırt diye açılıveriyor ve oluk oluk kanama başlıyor yeniden.
Birine teslim olduğumuzda ve içimizi döktüğümüzde, bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıveriyor.
O yüzden değil mi içimizi tutmalarımız, birine teslim olmaktan korkmalarımız, ortalıkta tedirgin ve gergin dolanmalarımız?
"Anlatsam mı, anlatmasam mı?" kararsızlığımız,
"Bu sevgi beni acıtır mı?"
Kuşkularımız…
Her zaman seni üzecek birileri olacaktır.
Tek yapmamız gereken; sevginin bize vadettiklerine güvenmeyi sürdürmek ama kime ikinci defa güveneceğimizi de iyi seçmek...!
Gabriel Garcia Marquez
Ara Güler'in dediği gibi...Yaşam size verilmiş boş bir film; her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın.. Gün Akşamda Akşamınız gönlünüzce olsun...
Ben şuna inanıyorum ki; üç günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de geleceğin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bu günümüze hapsolup yaşamalıyız...
Sabahattin Ali
Seneca'nin dediği gibi ; Hayat bir hikayeye benzer, mühim olan, eserin uzun olması değil, iyi olmasıdır.İçini dolduğumuz , geriye baktığımızda az pişmanlık çokça gurur duyacağımız bir yaşam geçirmek asıl amaç olmalı.Biz göçüp gittiğimizde iyi anılan biri olmak daha kıymetli.Birçok zengin kişi hiç hatırlanmazken.Neyzen Tevfik,Aşık Veysel hatırlanır..
Harper Lee Bülbülü öldürmek kitabında "Bir insanı anlayabilmek için,o insanın baktığı açıdan bakmayı becerebilmelisin…Kendini onun yerine koyup her şeyi onun gördüğü gibi görmelisin’’ der... Çevrenizde sizin gördüğünüz gibi görmeye..hissetmeye çalışan insanlar olması dileğiyle...
Hayatınıza giren insanlar hava koşullarına benzer…
Çoğunluğu tatlı bir rüzgar esintisi gibidir, geçer giderler..
Kimileri ise mevsimler gibidir, uzun süre kalır ve sonra da yerini bir sonrakine bırakırlar.
Çok az insan ise hiç değişmeyen iklimlere benzer.
Hep oradadırlar;
Ve sadece siz giderseniz hayatınızdan çıkarlar...!
Tayfun TOPALOĞLU
Nasılsın bu sabah...?
Çiçekler açtı mı yüreğin...?
Sızlayan yerlerine güneşi sürdün mü...?
Açtın mı radyoyu,
Çay kaşığının sesine eşlik ediyor mu eskilerden bir şarkı...?
Söylesene,
Nasılsın bu sabah...?
İyiyim desene,
Bak nasıl sevinirim ...
Murat Ginlik
Eskiden oturduğun o mahalle var ya orayı özlersin.
Çocukluğunu özlersin.
Senden gidenleri özlersin.
Ölen yakınlarını özlersin.
‘Artık işime yaramaz’ deyip de çöpe attığın,
Ya da birisine verdiğin oyuncaklarını özlersin.
Geride bıraktığın insanları özlersin.
En kötüsü ne biliyor musun?
Özlediklerinin hiçbirisi geri gelmez.
Sadece “Özlersin...
Sunay Akın