Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rümeysaa

Kalemimden esintiler.
Kalemlerden...Ağladıkça ağlıyorlar kağıtlarımın üzerine. Islanmadık kağıt, ıslanmadık defter bırakmadılar. Her bir zerresi, içi dopdolu mürekkep olan kalemlerin derin işleyişleriyle kaplıydı çünkü. Dertlerini anlattığı defter sayfaları saman kağıdına benzer, bitki liflerinin de olduğu bir nitelikteydi. Boğazına takılıyordu bazen, yutkunamıyordu.Duruyordu bir miktar o zorlu duraklarda. Sonra ağladığı o sayfada daha da belli oluyordu. Yayılmış gözyaşları kağıdın her bir köşesine. Sonra yorgun düşüyor ve çöküyor dizlerini defterin en derin yerine.Kalkmak istemiyor,sığınıyor bir süre orada. Kaldığı yerden devam edebilmek için.
Reklam
Karanlık bir kelime düğümlendi boğazıma. Aydın insanlık devrettikçe vakit, o zaman güzel günler görülecek inanıyorum.
Bir elif miktarı kadar susmak da yetmiyor. Ya dur gerek ya durak. R.M

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Düşlerin mavisi gerek bana. Tozlu pembeleri hiç sevmedim yaşım boyunca da. Fazla pembe fazla gerçek dışı. Has olanı sevdim ben. Acı gerçekleri, yüzleşmeleri... Hayatın gerçek yüzünü istedim,yani mavi düşlerimi.
Yaz yağmurunda aniden yağan yağmurda sırıl sıklam olup hemen kurumaktansa, sonbahar yağmurunda sırıl sıklam olup biraz üşümek, biraz titremek, biraz daha hissetmeyi daha değerli buluyorum.Kurumak da kolay olmamalı. Isınmak da kolay olmamalı.
Reklam
İnci Dakikaları
Sen bana yeni yılsın her dakika Her dakika bir yaşıma daha giriyorum Sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni Saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın Ben bin parçaya bölündüm her parçasında Her parçasındayım kırkayak sesli boğuk arkadaşlığın Çalkantısız Üniversitenin yalnızlığın ve ağlamanın Erkek ağlar mı diyeceksin Hayberin kapısı
Arzu
Şu an her hücremin,eskimiş saman kağıdından basılmış bir kitap kokusuna, belki de yağmur sonrası esintiyle gelen mis gibi toprak kokusuna ihtiyacı var.
Geçmiyordu gökyüzünün buğusu, Kapanıyordu kapakları açılmamak üzere Görür müydü ki insan böyle olunca? Tüm bedeni gül misali solunca...
Kalemler ağlardı, kağıtlar basardı bağrına. Merhametliydi kağıtlar da önceden, her damlasında sıvazlardı başını kalemin. Kalem de incitmezdi yazarken, yıpratmazdı, kazımazdı mesela .Merhametli kağıtlardan, vicdanlı kalemlerden olmak...
Titriyordu elleri, hem de Sanki ürkek bir kedi gibi... Korkudan değildi,yüreğindeki o tarifsiz histen dolayıydı. İyi değilim dedi tutunmak istedi o an Kimse yoktu, tutunacak bir dalı bile kalmamıştı. Gözünün önüne inivermişti o simsiyah perde Dizleri omuzlarına binen o yükten dolayı dayanamamış, çöküvermişti olduğu yere İçinde sen çıkaran,o çalışan şeyin onu bu denli sarsmasına izin vermemişti o zamana kadar. Dedi ben iyi değilim. İşte şuramda bir köz var. Dedi ben iyi değilim. Boğazını gösterdi. Yutkunamıyordu. Dedi ki ben iyi değilim. Sağ elini sol göğsünün üstüne koydu ve Dediki. Eksiksin fazlasıyla. Düzelmeye çalışma. O yoksa artık dur. Gözünden bir damla süzülüverdi. İçindeki hezeyana uğrayan onca şey bir damlaya sığmamıştı elbette. Acıydı ama kapamıştı artık gözlerini.
Reklam
Mum gibiyim dedikleri bu olsa gerek. Ya onu yakan içindeki o parçayla birlikte eriyecekti ya da o ipi çekecek ve paramparça olacaktı.Hiç olacaktı.Erimek mi,kırılmak mı? Erirken aynı zamanda aydınlatacaktı da...
Sarı saçlarına deli gönlümü Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban! Ayrılıktan zor belleme ölümü Görmeyince sezilmiyor Mihriban! Yâr deyince kalem elden düşüyor Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor Lâmbamda titreyen alev üşüyor Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban! Önce naz sonra söz ve sonra hile Sevilen seveni düşürür dile Seneler asırlar değişse bile Eski töre bozulmuyor Mihriban! Tabiplerde ilaç yoktur yarama Aşk değince ötesini arama Her nesnenin bir bitimi var ama Aşka hudut çizilmiyor Mihriban!Boşa bağlanmamış bülbül gülüne Kar koysan köz olur aşkın külüne Şaştım kara bahtın tahammülüne Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban! Tarife sığmıyor aşkın anlamı Ancak çeken bilir bu derdi, gamı Bir kördüğüm baştan sona tamamı Çözemedim çözülmüyor Mihriban! (Abdurrahim Karakoç)
İncitmeyen bir hayat beklemek, masalların daima iyi biteceğine inanmaktan ibaretti.Ama her zamanki gibi genellemeler yanıltıyordu insanı.Çünkü masal sanılan o hayat her zaman da iyi bitmiyordu.
136 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.