“Nasıl ki boynunu büküp kuzu gibi olmuş bir tövbekar, kısa bir an bile olsa Tanrı’nın kulu olarak gelecekteki azametli varoluşunun muhteşem hayalini görürse, o da kıza sahip olmakla elde edeceği konumu görüverdi kısacık bir zaman diliminde. Ama ona sahip olmak, bildiği bütün zilyetliklerden tamamen farklıydı, şüpheli ve belirsiz bir tasarruftu.”