Yakışmaz bir sıfattır dil-şikenlik tab’-ı merdâne
Bu gülşende gül ol hâr olma çeşm-i andelîbâne
Geçinmekse merâmın istirâhatle hakîmâne
Elinden geldiği müddetçe sa’y et bezl-i ihsâne
Sezâ ancak budur her sâlik-i şeh-râh-ı ‘irfâne
Sakın bir dîdeyi ağlatma handân olmak istersen
Dokunma hâtır-ı mûra Süleymân olmak istersen
Bir kalbim var et, kan, sinir
İki gözüm var seni görür
Ayaklarım sana gelir
Ellerim seni arar
Bir dünya ki kocaman
Bir evren ki sonsuz
Sen olmasan neye yarar
Ümit Yaşar Oğuzcan
Kara çıkar, akı derin eşince
Gece uzun, uyku yoğun, düş ince
Bir derdim var, yer götürmez düşünce
Bir derdim var, yüze sığmaz ölürüm
Abdurrahim Karakoç
Kur'an, merhameten, kadınların hürmetini muhafaza için, haya perdesini takmasını emreder. Tâ hevesat-ı rezîlenin ayağı altında o şefkat mâdenleri zillet çekmesinler. Âlet-i hevesat, ehemmiyetsiz bir meta' hükmüne geçmesinler.
-O, (Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kılmamıştı.
-Fakat yalanlamış ve yüz çevirmişti.
-Sonra da kasıla kasıla ailesine gitmişti.
-"Bu azap sana layıktır, layık! Evet, layıktır sana, layık!" denecektir.
-Yoksa insan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder ?
"Benim, ben diyebilmem için bile önce Allah'ın beni ben yapması gerekiyor. Yani benim ben olmamda, benim bir müdahalem yok. Gelirken ben gelmediğim ve giderken de gitmeme mâni olamadığım için ben benim değilim. Demek ki bir mülk sahibi var."