Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Batı Trakyalı

Batı Trakyalı
@SchenolK
26 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
520 syf.
10/10 puan verdi
Balkanlar'ın Tarihi
Balkanlar'ın TarihiGeorges Castellan
10/10 · 2 okunma
Reklam
Batı Trakyalı
Bir kitabı okumayı düşünüyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Reklam
Batı Trakyalı
Bir kitabı yarım bıraktı
Balkan Ekonomileri 1800-1914
Balkan Ekonomileri 1800-1914Michael Palairet
0/10 · 1 okunma
17 ve 18 kasımda cereyan eden çarpışmalar, tarifi imkânsız bir telâş yarattı İstanbul’da. Osmanlı donanmasının başkentin her tarafından duyulan top sesleri, Çatalca önünde kesin bir muharebe cereyan ettiğine inandırmıştı herkesi. Bulgarların muzaffer bir ordu olarak Çatalca’ya kadar indiklerini göz önünde bulunduran herkes, Bulgar ordusunun her an şehre gireceğine kanaat getirmişti. 17 kasım Pazar günü ve ertesi gün, çokları dürbünlerle Şişli ve Kâğıthane tepelerine gitmişlerdi Bulgarların gelişini seyretmek için… Başkentte katliam ve talan rivayetleri dolaşmaktaydı. Avrupalılar, yenilen Osmanlı ordusunun İstanbul’a saldırarak taşkınlık yapmasında korkuyorlardı. Avusturya sefareti, Avusturya uyruklulara savaş gemilerine gitmelerini tavsiye etmişti. Bu haber, sakinlerin endişelerini büsbütün artırdı. Pazartesi günü, bombardıman gürültüsü son haddine vardığı bir sırada, yabancı savaş gemilerinde bulunan askerler, silahlı olarak karaya çıktılar, özellikle Pera, Galata ve çevresinde önceden tespit edilmiş yerlere ve sefarethanelere dağılıp hemen tüm İstanbul’u askeri nezaret altına aldılar. Aynı anda, savaş gemileri de Boğaziçinde ve Haliç’te vaziyet alıyorlardı. Hükümet mevcut değildi hemen hemen. Dükkânların büyük kısmı kapalıydı. Halk, dakikadan dakikaya başkentin işgalini bekliyordu. Fakat Nâzım Paşa’nın Çatalca’daki başarılı direnişi son verdi endişelere. Aslında, başkentin İslâm unsuru, Hıristiyan unsurdan daha çok telâş içindeydi. Kendi can derdine düşen bu unsurdan, katliam veya talan beklemek tamamen saçmaydı.
Sayfa 518
İşkodra
Karadağ halkı, kendisine lâyık bir hasım buldu karşısında. Bütün tanıklar tasdik ederler ki, Karadağ cephesinde çarpışan Osmanlı kuvvetleri, görevlerini lâyıkıyla yaptılar ve talihsizlik anlarında bile imparatorluk ordusuna şan ve şeref kazandırdılar. İşkodra’nın altı ay süren savunması, Osmanlı ordusu için bir şeref tacıdır tek başına. Cesaret ve kahramanlığa âşık Kral Nikola bile, kızı İtalya Kraliçesine yazdığı bir mektupta bunu itiraf etmiştir.
Sayfa 287
Kölnische Zeitung muhabirinin Selanik’teki izlenimleri: “Selanik’teki Ayia Sofia camii üzerinde haç yükseliyor yeniden. Yeni fatihler haçı diktiler, ama nerede Hıristiyanlık ve insanlık belirtileri? Haç, merhametin sembolüdür, ama Rumlar kanla lekelediler onu. Talan, katliam, ırza geçme, korkunç oranlara yükseldi. Çeteler yakın köylerdeki Müslümanlara yapmadıklarını komadılar. Çok sayıda göçmen açlıktan ya da süngüyle öldü. Yunanlıların beslemeyi kabul ettikleri silahları alınmış Osmanlı askerlerinden çoğu keza açlıktan öldü.”
Sayfa 408
Berliner Tageblatt muhabiri Selanik’i anlatıyor: Kalabalık asker ve kaçak kafileleri hazin, acınacak bir durumdaki şehre hücum ediyor. Türk ordusu şehrin sokakları önünde düşmanı bekliyor, fakat erler arasında ancak birkaç subay bulunuyor. Büyük kısmı bırakıp gitmiş. Lime lime elbiseler giymiş, tam bir moral çöküntüsü içinde bulunan kaçak askerlerin ardı arkası kesilmeyen geçişi, Napolyon’un Rusya çekilişini andırıyor. Her tarafta cesetler ve at leşleri var. Dün elli kaçak, açlık ve soğuktan öldüler. Şehrin durumu pek yürekler acısı. Askerlerden başka 50.000 muhacir, aileleriyle beraber sokaklara doluşmuşlar. İnsan bu sefalet kafilelerini seyrederken korkunç bir izlenim ediniyor. Zavallı erler dileniyor, açlıklarını haykırıyorlar.
Sayfa 400
248 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.