Konuşmak bir sanattır. Sanatın içinde de “estetik” vardır.
Zihni düşünceler çöplüğüne dönüşmüş, kaos içinde ve gürültülü bir hayat yaşayan, hızlı insan konuşurken estetik kaygılar gütmez.
“İnsanlar, ağzından çıkan cümlelerin, beyninden çıkan düşüncelerin, bütün evreni dolaşıp tekrar kendine geri döndüğünü bilse, eminim çok daha dikkatli olurdu.”
Hiçbir şey yapmadan, öylece durup beklediğin, elini kalbine koyduğun, gözlerini kapadığın, içinde olan biteni izlemeye başladığın an, inzivadasındır zaten.
Dünyayı susturamazsın, dışarıda olan biteni değiştiremezsin. Dünya milyarlarca yıldır hiçbir zaman sakin ve sessiz bir yer olmadı. Dolayısıyla aradığın sükûnet ve sakinlik dışarıda değil, kendinde...
Çünkü bu hız, bu kalabalık, bu gürültü, sana hiçbir zaman huzur ve güven vermez. İhtiyacın olan huzuru, dinlenmeyi, sakinleşmeyi ve yenilenmeyi yakalamak için inzivaya çekilmen gereken en etkili yer öncelikle kendi zihnindir.