Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şenay

Başkaları da benim gibi miydi acaba? Biz insanlar hepi topu yetmiş yıllık bir ömrü, tutunacak dal, sığınacak liman, boğulacak deniz aramaya harcayan zavallıcıklar; türlühatalara diyet niyetine ömrümüzü eritiyor, labirentteki fareler misali çıkış yolları ararken, kaybolmanın ve kaybetmenin kederinden, bulmanın neşesine daireler çiziyor olabilir miydik?
Sayfa 289Kitabı okudu
Reklam
Kimsenin birbirine değecek cesareti gösteremediği bu hercümercin ortasında herkes kendine yetecek kadar yalnızdı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Yaşam an'ın içindedir." dedi kadın. "İrade an'ın gerçekliğinin idrak edilmesidir. Düzen senden iradeni aldığında ve bir hayal aleminde var ettiğinde sen an'ın gerçeğini idrak edemezsin ve asıl gerçek olan yaşamı algılayamazsın. Bir süre sonra yaşamın yok edilmesine kayıtsız kalırsın. Ölüm senin için sadece bir sayı olur. Kaç kişinin öldüğünü sayar sonra da unutursun. Yaşamı seçmek iradeyi seçmektir. Attığın her adım yaşamı seçmeli."
Işık olmazsa karanlık, karanlık olmazsa ışık tanımlanamaz. Sıcak olmazsa soğuk nedir bilemezsin. Sağ ve solu görmezsen ortayı bulamazsın. İyiye ulaşmak için kötünün içinden geçersin.
Reklam
Yalnızlık aslında kendinden korkanların sıkıntısıdır. Kendinden ve ne yapacağından emin olan için yalnızlık bir eylem alanıdır. Kendini toparlama ve harekete geçme anıdır. Yalnızlığına ağıt yakanlar aslında yolunda ilerleyemeyenlerdir.
Sayfa 147Kitabı okudu
Bize çocukluk acılarını tekrar yaşatacak kişileri gözünden tanır, başkasına değil, ona âşık oluruz. Hayat onu kendi ellerimizle buldurur bize.
Küçükken çekilen acıların ateşi kolay sönmüyor, kolay unutulmuyor ve izlerini hayatımız boyunca üstümüzde taşıyoruz.”
Yeteneksizlikten nefret ederim. Galiba nefret ettiğim tek şey o. Ama bu bende insanları yönetme isteği doğurmadı, onlara bir şeyler öğretme isteği de oluşturmadı. Kendi işimi kendi yolumdan yapma, gerekirse o yolda kendimi parçalama isteği doğurdu.
Bir insanın "Seni seviyorum." diyebilmeli için önce ben diye bilmesi gerekir.
Reklam
Kendinizi ömrünüzün sonuna kadar o ödünç alınmış form içine gömünce mutlu olabilecek misiniz?
Bayan Wayne Wlmot diye bir insan yoktu. Arkadaşlarının fikirlerini, gördüğü kartpostalları, okuduğu romanları, kapsayan bir kabuktu o. Roark o kabuğa hitap etmek zorundaydı. Duymayan, cevap vermeyen, sağır, kişiliksiz bir pamuk tampon.
Hiçbir geleneğin en uç noktasında duruyor değilim. Belki bir geleneğin başlangıç noktasında duruyor olabilirim.
Hayal gücüne sahip bireylerin yönetilmesi güçtür, ne yapacakları kestirilmez. Çünkü onlar zapt olunamaz bir şekilde yenilikçi ve buluşçudurlar.
H. L. Mencken: Eğitimin esas amacı genç nesli bilgilendirmek veya onların zihinlerini aydınlatmak değildir. Asıl amaç mümkün olduğunca fazla sayıda bireyi, tehdit oluşturmayacak bir düzeyde tutmak, standartlaşmış bir vatandaşlık öğretisi yayamak, özgürlüğü öldürmektir.
Benjamin Franklin, Thomas Jeferson, Abraham Lincoln... Elbette birileri onlara bir şeyler öğretmişti ama hiçbiri okul sisteminin ürünü değildi ve hiçbiri ortaokulu bile bitirememişti.
Reklam
Mutluluk geriye dönüktür, geçmişe bakınca anlaşılabilir. Beyin anlık mutluluğu algılayamaz, bunun değerini ancak yıllar sonra algılar.
Aslında hayatı fazla ciddiye almadığımı, aldığım zamanlarıgençlik döneminde geride bıraktığımı, sonra da her zaman, her şeyin üstesinden gelebilecek gücüm olduğunu düşündüm.
Öyle anlar, o anlara ait duygular, renkler, akılda kalan resimler, kokular var ki hayatın içinden onları çıkartmak; tıpkı bir tablodaki gibi dondurmak ve sonsuza dek korumak istiyor insan.
Gerçek çok boyutludur. Yerinden kıpırdamadan gerçeği göremezsin, gördüğün sadece senin baktığın yönüdür.
Keşfetmek yerine etraftan kopyalaya kopyalaya kendilerini oluşturan sahteler vardı.
Sayfa 504Kitabı okudu
İnsan katmam katmanı ve kendinden soyunmadan, önyargılarını kurban etmeden öze inmek belki de imkansızdı.
Sayfa 439Kitabı okudu
Reklam
Bilgi herkese yayılmadan bilmenin yarattığı basınç öylesine büyüktü ki bunu ancak gerçekten bilenler anlayabilirdi, hayat işte o zaman cehennemdi. Bilmeyenlerin arasında bilen olmak en büyük lanetti. Dinlemeyenler arasında duyan olmak ise felaketti
Zaman ağır bir yük olup bekleyenin omuzlarına biner. Beklerken onu hafifletmenin yegane yolu ; aklı, fikri hatta mümkünse bedeni başka meşguliyetlerle yormaktır.