Sükut u vavelya

Sükut u vavelya
@Ser_ker
"Gençler! Ahiret hayatına önem verin ve onu talep edin. Biz ahireti talep etmekle birlikte dünyayı elde edenleri çok gördük. Ama dünyayı talep edip de ahireti elde edeni göremedik."
Reklam
"Dilinin bilincine varmak her yurttaş için gerekli sayılmalı. Sıkıcı bir görev değildir bu, tatlı bir uğraştır. "

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Senin için vücudumun sıcak olmasını isterdim ama yanmaktan korkuyorum.” Gökyüzünde güneş tamamen kaybolduğunda Korel Erezli son kez gözlerimin içine baktı, ardından başı sağa düştü, vücudundaki titremeler durdu ve son nefesini verdi...
Gülümsemesi bir an bile silinmiyordu fakat gözünden bir damla vaş aktığında canının acıdığını hissedebiliyordum. “O buz gibi," dedim; kollarımın arasındaki vücudu buz gibiydi. "O çok soğuk!" Kendime çektiğimde nefes alıp almadığına baktım, alıyordu fakat çok kesik nefeslerdi; kalbine baktım, zar zor atıyordu. "O ölüyor!Rol yapmıyor! Ölüyori O buz gibi!" Ellerimi yüzüne yerleştirdim, avuçlarıma onun kanı doldu “Lütfen,” dedim. “Yalvarırım, ölme. Bu şekilde değil. Hayır, değil."
Reklam
Yaşa, Minel,Ve yaşamaktan hiçbir zaman vazgeçme. Hayatının belirli bir döneminde ben vardım, seninle üç kez tanıştık ama dinle, dört olmayacak çünkü Korel Erezli’nin dördüncü şansı olmaz, ne başkaları ne kendisi için.” Sol avcunu açtığında içinde küçük bir şişe gördüm, siyah bir sıvı. “Ve beni bir gün anlamak değil, dinlemek istersen sana bıraktığım o mektubu oku. O mektup bütün zamanlarıyla Korci Erezli'den sana yazıldı. Şişenin küçük mantar kapağını açtığında gülümseyerek bana bakmaya devam etti. “Kurtuluşum yok, bir kez daha aynı acıları yaşamayacağım ama dinle, senden de kötü ayrılmayacağım.”
Korel’in Minel’i var ama Minel’in Korel’i hiçbir zaman yok, değil mi? Bu hep böyle devam edecek.”
anlat, bu aptal kızı bir kez daha kandır. Korel kafasını iki yana sallarken, bir anda dizlerinin üzerine çöküp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. “Anlatamam!” diye haykırdı. “Anlatamam çünkü yine anlamayacaksın!” Ellerini yerdeki otlara geçirdiğinde, “Konuşamam çünkü inanmayacaksın!” diye devam etti. Yine aynı şey oluyor! Yine aynı şey oluyor ve
“Minel,” dedi Korel kısık bir sesle hatta fısıldayarak. “Bir kez olsun beni dinlemeyi seçemez misin?”
Benim âşık olduğum Korel Erezli, asıl olan Korel Erezli’ydi; en kötü zamanlarında bile geçmişte bana umut olan adam, Korel Erezli asıl kişiydi ve diğer kişilikleri bir rahatsızlıktan ibaretti.
Reklam
Evet, kalbimiz bazen kendi kıyametimiz değil, bir başkasının kıyametiydi. Korel Erezli’nin kıyameti, Minel Karaer’in kalbiydi.
Ben gidiyorum, Minel. Gitmek kelimesi seni parçalamasın; gitmek ve terk etmek aynı şey değildir. Sen beni terk ettin, ben gidiyorum ve bu gidiş, karşımdaki en doğru yolu görebildiğim için..
...Minel; sarılmadın bile bana, senden öğrendim sarılmayı ama sen bana bir kez daha sarılmadın. Seven insan sarılmaz mı? Ben o kadar şeye rağmen.... ...Korel’e günlerce sarılmamıştım ama şimdi, o ölürken sarılıyordum...
"Acıydı, yaralayıcıydı; yaşanmayanların telafisi yoktu çünkü Korel Erezli artık hayatta değildi..."
212 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.