「 Serhat Şahiner 」

1224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
59 günde okudu
Felsefe Taşı
Avrupa'da, kilisenin kabul ettiği doğruların tersi bir şey söyleyen bilim adamlarının yargılandığı bir dönem, Ortaçağ. Feodal yönetimin, sınıf ayrımcılığının hat safhada olduğu zamanlar, 11. ve 14. y.y. arası. Bu zamanda İslâm coğrafyası içerisinde olan Afrika ve Ortadoğu, ilim ve bilim yönünden Avrupa'dan daha ileride. Mısır, Irak, Tunus gibi
Mukaddime
Mukaddimeİbn-i Haldun · Dergah Yayınları · 20201,263 okunma
Reklam
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
"Sahip Olmak" ya da "Olmak" İşte Bütün Mesele Bu!
Erich Fromm, endüstri çağının-sanayi devriminin sonuçlarıyla maddeci, çıkarcı, bencil bireyler ve toplumlar olduğumuzu ifade ediyor. Bu tespitin Batı toplumları için daha çok geçerli olduğunu da belirtiyor. Çünkü teknolojik gelişmelere ayak uyduramayan, elektronik ya da mekanik makinelerle donatılmayan toplumların iyi olan -insancıl- duygularını
Sahip Olmak ya da Olmak
Sahip Olmak ya da OlmakErich Fromm · Say Yayınları · 20153,532 okunma
184 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?"
Her türden kitabı okumaya çalışan, çok yönlü gelişimi savunan biri olarak bu kitaba da değersiz bir inceleme yapmak istedim. Okuduğum her kitaba inceleme yazan biri değilim. Ancak bu kitap bu isteği oluşturdu. Arkadaşım, geçtiğimiz Cumhuriyet Bayramı günü sosyal medyada "Cumhuriyet sizin için ne ifade ediyor?" gibi bir soru sormuştu.
La İlahe İllallah Ne Demek Biliyor musun?
La İlahe İllallah Ne Demek Biliyor musun?Faruk Furkan · Menahil Kitap · 2014424 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
616 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
743 günde okudu
SURETTEN GEÇ, MANAYA BAK!
BU SÖZLERE SÖZ EKLEME KABİLİYETİ NE BENDE VAR, NE DE BUNA GEREK VAR. BUYRUNUZ: "650. Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler. Her testide ne var? Sen ona bak. O beden testisi, abıhayatla doludur, bu beden testisi ölüm zehriyle. İçindekine bakarsan padişahsın, dışına bakarsan yolunu azıttın gitti. Söz, bil ki şu bedene benzer, manası da
Mesnevi
MesneviMevlana Celaleddin-i Rumi · Panama Yayıncılık · 20133,528 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"Komünistler Moskova'ya!" G.Ü.T.
1950 doğumlu, çok şükür hayatta ve sağlıklı olan babamın, nadiren yaptığımız siyasî konuşmalarda anlattığı olaylarla, beni hem bilgilendirmek hem de uyarmak istediğini anlıyordum. 1960 darbesini görmüş ancak çocuk olduğu için o zamanki derdi; daha çok misket ütmek, maçta daha çok gol atmak ve kavgalarda dayak yemeden daha çok çocuk dövmek gibi
12 Eylül Saat: 04.00
12 Eylül Saat: 04.00Mehmet Ali Birand · Karacan Yayınları · 1984102 okunma
Reklam
500 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
FRENK ÜZÜMÜ
Mustafa Kemal Atatürk şöyle söylüyor: "...münevverlerimiz belki bütün cihanı, bütün diğer milletleri tanır, lâkin kendimizi bilmeyiz. münevverlerimiz milletimi en mes'ut millet yapayım der. başka milletler nasıl olmuşsa onu da aynen öyle yapalım der, lâkin düşünmeliyiz ki, böyle bir nazariye hiçbir devirde muvaffak olmuş değildir. bir
Şıpsevdi
ŞıpsevdiHüseyin Rahmi Gürpınar · Ren Kitap · 20182,146 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Cahilin Özgürlüğü Belâdır!
Kitabın arka kapağına da, ilk sayfalarına da basılmış bir metin var. 46. sayfada yazılmış bir bölüm: “Harese nedir bilir misin oğlum? Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım. Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında ‘kendini öldürdüğünü’ anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur...” Ortadoğu insanları; toplumsal, ulusal özgürlüğe uygun bir yapıda değil. Onların dikeni özgürlük. Ne kadar özgür olurlarsa o kadar kanlarını akıtırlar. Ya da Ortadoğu; cehaletin kol gezdiği, cahil bir coğrafya. Onların dikeni cehalet. Ne kadar cahil olurlarsa o kadar kanlarını akıtırlar. Ve şöyle ki; cahilin özgürlüğü belâdır. Cahilliği yenmek için okuyun, okutun; düşünün, düşündürün; hissedin, hissettirin!
Huzursuzluk
Huzursuzluk
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017100bin okunma
472 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Hak Hukuk-Gak Gukuk
"Başı darda olanların/ezilenlerin iki sığınağı vardır: Nesnel hukuk ve onu yaşama geçirebilen yargı. Bu sığınaklardan yoksun toplumlarda hiç kimse yarınından emin olamaz..." (Sayfa 131) Adalet, insanlığın varoluşuyla başlar. Her geçen dönemde farklı bir yapısı olmuş ve her geçen toplum farklı uygulamıştır. Dine bağlı, yasaya bağlı, saraya bağlı hukuk kuralları uygulanmıştır ve uygulanmaktadır çeşitli halklarda. Hangi hukuk yasası, hangi yargılama kuralları geçerli olursa olsun; adaletsizlik her zaman görülmüştür. Hukuka göre kişinin hakkını elde edememesi, hakkına girilmesi... adaletsizliktir. Kişi kendini ifade edemez, kendini savunamaz, savunsa da kabul olunmaz... Devletten soğur, toplumdan soğur, hukuktan soğur... yaşamdan soğur. Yargıtay eski başkanı olan Sami Selçuk'un köşe yazılarının derlemesi olan bu kitap; hukuku, yargılamayı, yasaları, adaleti... evrensel ve ulusal boyutlarıyla, zamana göre ele alıyor. Ülkemizdeki yanlışları, doğruları, olanları, olması gerekenleri... anlatarak; adaletsizliklerin nedenlerini, sonuçlarını gösteren bir eser. Herkesin istifade edebileceği bir kitap. "Adalet mülkün temelidir!"
Sami Selçuk
Sami Selçuk
Kısıtlı Demokrasi Sancılı Hukuk
Kısıtlı Demokrasi Sancılı Hukuk
Kısıtlı Demokrasi Sancılı Hukuk
Kısıtlı Demokrasi Sancılı HukukSami Selçuk · Truva Yayınları · 20098 okunma
254 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
SAĞLIKLI İLETİŞELİM
İletişim, bir çok yoldan bir çok araçla bir çok şekilde yapılan bilgi, düşünce, duygu... alışverişidir. Bir insanla da bir hayvanla da iletişim kurulabilir. Hatta bitkilerin de iletişime girdikleri söylenmektedir. Yapımız gereği iletişim kurma gerekliliğinde olan canlılarız. Doğduğumuz andan beri çevremizde var olan iletişim ağına biz de dahil oluruz. Hayatımız boyunca sözlü, yazılı, davranışsal... olarak değişik tarzlarda iletişim kurarız. Bu kitap, mecburi olan iletişim davranışını, akademik ancak daha anlaşılabilir ve kolayca okunabilir şekilde, birçok yönüyle ele almış. İletişim araçları, sorunları, kolaylıkları... İletişimin nasıl daha düzgün kurulabileceği ve daha birçok konuyu öğrenebileceğiniz bir kitap. "İletişim güçtür. İletişimi etkili kullanabilenler, kendilerinin dünya deneyimlerini ve dünyanın onlar üzerindeki deneyimlerini değiştirebilirler." İyi okumalar.
İletişim Nedir
İletişim NedirMerih Zıllıoğlu · Cem · 199323 okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Başarı İstikrarlı Olmalıdır.
Ülkemizde yetersizliğini çok hissettiğimiz en büyük konu eğitimdir. Bunun içine spor eğitimini de aldığımız zaman derin bir 'Aaahh aaah!' çekeriz. Yıllardır aynı düşünce etrafında oluşturulur eğitim sistemi: Yarışma. Merkezde yarışma olduğu zaman, sistem düzgün oluşturulamaz, verilmesi gerekenler ve kazandırılanlar olması gerektiği gibi olamaz. Ancak biz genel eğitim anlayışında olduğu gibi, spor eğitiminde de aynı kafayla yani yarışmacı düşünceyle hareket ederiz. Belki bu düşünce, küçük yaşlar için ulusal ve uluslararası organizasyonlarda bazen işimize yarar, başarılı oluruz ancak bu başarı büyüklerin organizasyonlarına gelince, görülemez. Evet, büyüklerde de bazı göz ardı edilemeyecek başarılar vardır çoğu branşta. Ancak maalesef burada önümüze çıkan şey bu başarıların devamının gelmemesi, istikrarsız olunmasıdır. Sportif anlamda neden bu başarı istikrarının olmadığı sporla ilgilenen çoğu kişinin tahmin ettiği, sporun içinde olanların, sporu akademik olarak inceleyenlerin de bildiği bir konudur: Altyapı eğitiminin düzenleniş düşüncesi olan yarışma ve bu düşünce etrafında tasarlanan eğitim tarzı. Birçok egzersiz ve spor kitabı yazarı olan İsmail Topkaya, bu kitabında da genelde ülkemizin spor eğitimindeki, özelde de futbol altyapı eğitimindeki yanlışlarını göstermiş ve olması gerekeni anlatmıştır. Olması gerekeni anlatırken de yaş gruplarına göre düzenlemiştir. Sporla ilgilenen herkesin istifade edebileceği, futbolla ilgilenen herkesin de çok şey öğrenebileceği bir kitap. Tavsiye ederim.
Futbolda Altyapı Eğitimi
Futbolda Altyapı Eğitimiİsmail Topkaya · Spor Yayınevi · 20132 okunma
Reklam
230 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Doğum; dünyada maddi olarak varlığın, duyguların ve düşüncelerin oluşmaya başladığı, başlangıçtır. Ölüm; bu dünyada hissedilen duyguların ve düşüncelerin sonunu getirir. Ruhu maddi olarak var eden, hislerin ifade edildiği, kişiliğin algılanabildiği bedenin yok oluşudur. Doğum ve ölüm arasında geçen süreye "yaşam" adı verilmiştir. Bedenle var olunur, bedenle hareket edilir, bedenle iletişim kurulur ve çevreyle etkileşime geçilir. Beden; ruhla özdeşleşen bir kılıftır. Beden ve ruh, karşılıklı gelişim ve değişimi yaşar. Düşünceler, duygular, değerler... kısacası kişilik, beden ve ruhun bir bütünüdür. Daha önce bir kaç kitabını daha okuma şansına eriştiğim, Bireysel Psikoloji'nin kurucusu ünlü bilim adamı Alfred Adler; 'İnsan Doğası' adlı bu kitapta insan kişiliğinin derin bir psikolojik analizini yapmış. Psikolojinin insanı ve insan doğasını anlamak ve buna göre hareket etmek için çok önemli olduğunu bir çok yerde tekrar eden Adler; kadın-erkek, düşünceler, davranışlar, duygular... gibi insan kişiliğini birçok yönüyle ve örneklerle ele alarak, kişiliğin oluşmasının kalıtım yoluyla değil yaşam, etkileşim yoluyla olduğunu anlatmış. Aile ve okul eğitiminin bu düşünceyle planlanması gerektiğini vurgulamış. Her bireyin dikkatle okuması ve her bölümün üstünde dikkatle düşünmesi gereken bir kitap! İyi olan duygu ve düşünceleri barındırmak, iyi bir kişiliğe sahip olmak ve toplumsal olarak iyi, faydalı bir insan olmak ümidiyle... İyi okumalar.
İnsan Doğası
İnsan DoğasıAlfred Adler · Dorlion Yayınevi · 2018164 okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Nurtopu Gibi İnsan
"İnsan doğmak, insan olmak mıdır?" Sayfa 156 Kitabın 'Sonuç' bölümünde yazılmış bu soru, yazarın tüm kitap boyunca cevaplamaya çalıştığı bir sorudur. Annelerimizin karnında oluşup, gelişip sonunda dünyaya gelen yaratıklarız. Bağırarak,ağlayarak doğarız. Dünyada olan kötülüklere, yaşamımızda yaşayacağımız olumsuzluklara ilk tepkimiz bu mudur acaba? Sağlıklı ya da sağlıksız doğmak bizim elimizde değildir. Bizi isteyen erkek ve kadının, dünya şartlarının ve en nihayetinde de Allah'ın takdirine bağlıdır. Kaderimizdir. Ancak insan olarak başlarız hayatımıza. En saf ve en masum halimizle. Kötülük nedir bilmeyiz ancak iyiliğin kendisiyizdir. İyilik gibi tatlı iyilik gibi şirin. Büyüdükçe kötülükle de tanışırız.Dünyanın farklı halleriyle, yaşamın zor durumlarıyla karşılaşırız. Doğduğumuz zamanki kadar saf ve masum, şirin ve tatlı kalamayız maalesef... Ancak insan olarak kalmak bizim tercihimizdir. Yavuzkan Duman, bu kitapta insan kalmayı anlatmış bize. Dünyayı, iyiyi ve kötüyü, doğruyu ve yanlışı, güzeli ve çirkini... göstermiş. Aslında aklı yerinde olan her insanın görebildiği ancak gözlerini kapattığı şeyleri farklı yönlerden tekrar sunmuş. Yaşlılık fiziksel olarak tekrar bebekliğe dönmektir diye bilinir.(Benjamin Button'ı anımsayalım.) Acizlik, zayıflık artar çünkü. İsterim ki; insanlığımız açısından da bebekliğe dönelim yıllar geçtikçe, ya da en doğru olarak, bebek kalalım. İyiliğin kendisi olalım!
Tek Gayemiz İnsan Olmak
Tek Gayemiz İnsan OlmakYavuzkan Duman · Karina Yayınevi · 201610 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ey faniler! Ey gafiller! Hayatını ölmeyecekmiş gibi yaşayan, ölümlüler! Bu kitap ölümün kitabı. Ne zaman öleceğini bilen bir çaresizin kitabı,çaresizliğin kitabı. Yaşamın tekdüzeliğine, akışına kapılmış bir şekilde sürüklenip gidiyoruz. Gülüyor, eğleniyoruz; çalışıyor, harcıyoruz... Kendimizi zamanın ilerleyişine kaptırıyoruz. Peki, sonumuzu ne kadar düşünüyoruz? Son nefesimizi nerede ve nasıl vereceğimiz sorusu aklımıza geliyor mu? Bir ölüm görmeden, duymadan önce kendimizle bu hesaplaşmaya girişiyor muyuz?(Yoksa görsek de girişmiyor muyuz?) Bilmiyoruz ölümün zamanını, şeklini, yerini... Kendi ölümümüzün bu bilgilerini elde etseydik,hayatımızı tam olarak ne kadar yaşayabilirdik?Biz ne kadar biz olabilirdik? Soluduğumuz havadan, içtiğimiz sudan, gördüklerimiz ve duyduklarımızdan... hiçbir tat alamaz, bir nevi zindan hayatı yaşardık, değil mi? İşte bu kitabın konusu da burada devreye giriyor. Bir idam mahkûmu. Hem zindanda hem de ne zaman öleceğini biliyor. Hapis içinde hapis.Tutsaklık içinde tutsaklık.Ölümünü önceden bilen ve haftalarca can çekişen bir adam. "Hayal gücüm hep bir şenliğin coşkusu içindeydi; istediğimi düşünebilmekte özgürdüm. Şimdi tutsağım. Bedenim bir zindanda demirlere bağlı; zihnim korkunç, kanlı, karşı konulmaz bir düşüncenin esiri! Tek düşüncem, tek inancım, tek gerçekliğim var: Ölüm cezası!" (Sayfa 1)
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023121,5bin okunma
170 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hunili'nin İncelemesi
Alıntılar: #37146884 #37147018 #37147227 #37147304 #37147463 #37147752 #37147911 #37148020 #371482247 #37148328 #37148625 #37148792 #37148890 "Deli bile deli bile deli bile veriyor Senden daha iyi kararlar Deli bile deli bile deli bile Ara sıra laf anlar" Naçizane incelememe, Hande Yener adlı güzide sanatçımızın nadide şarkısının
Deliliğe Övgü
Deliliğe ÖvgüDesiderius Erasmus · Dorlion Yayınevi · 201911,7bin okunma
163 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Alıntılar: #31736195 #31736335 #31736410 #31736494 ~SPOİLER İÇERİR!~ Aşk ve günahın aynı sayfalarda harmanlandığı bir kitap...Gerçekçiydi. Kızım dediği eski öğrencisinin bacaklarından,göğüslerinden ve ilgisinden etkilenerek ona aşık olan eski bir öğretim görevlisi. Hocam dediği adamın konuşmasından, bilgisinden etkilenerek ona aşık olan ve kendini ona teslim eden eski bir öğrenci. İkisinin ortak noktası başkalarıyla evli olmaları ve çocuklarının olması. Evet biliyorum;aşk tehlikelidir,kuralları çiğnemek ister,alevlidir yakar...Ancak,bu alevle başkalarını da yakmaya lüzum yok. Arzu ve Doğan'ın birbirlerine olan bağlılığı, sevgisi, aşkı göz yaşartıyor ama neden evliliklerini sonlandırıp bu aşkı yaşamıyorlar.Eşlerini aldatmak daha mı çok aşk yaşatıyor? Kitabı okuyan bazı kişiler sığ bir düşüncede olduğumu, duygusuz olduğumu düşünebilirler ancak,ben de çok sevdim, ben de aşık oldum,ben de günah işledim ama biriyle birlikteyken bunları yapmadım.Aşk güzel ve güçlü bir duygu ama onu yaşarken çevreye zarar vermemeli.Maddi ve manevi. Bunun dışında, Turgut Özakman hikâyeyi okuyucuya içiriyor resmen. Yanlış olduğunu düşünsem de iyi bir hikâyesi var.Hissederek okutan bir üslup,akıcı ve yalın bir anlatım.Güzel bir kitap. :-)
Romantika
RomantikaTurgut Özakman · Bilgi Yayınevi · 20214,804 okunma
70 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.