Şairim sen ol ...
Mısralarındaki şiir ise ben....أنا محرج الآن
youtu.be/NFHId_UiTH0
Yazdıklarım KİŞİYE değil...《<---
ŞAHSIMA özel .....
youtu.be/UOxfKexkINE
İlhamlar nasıl söylesin seni
Kalemler nasıl yazsın
Ne desin kitaplar sana
Lisanlar nasıl anlatsın...
Sen böyle güzellikler derlemesi
Aşka sebepler hikayesiyken
Yürek lalken sırrının alemine
Ben ne diyeyim aşkın sen ayetine
...
Bence;
Yaşı kaç olursa olsun,
Yorgun kadınların hisleri yüksek'tir...
Veda vakti demenize bile gerek duymazlar.!
' O ' verdiğiniz mesajı çoktan almıştır bile..
Duygularını toplamış..
"Kendi yolunu tutmuştur"...
Bu gidiş 'kadını daha da kadınlaştırır....
Gidenin arkasından bakacak kadar
"Hayatın uzun olmadığını anlamıştır o...
Aklı sende olsa da gider..
Gönlü sende olsa da gider..
Eğer bir kadın, Bir erkeğin sesini duymamaya alışırsa
Daha sonra duymaya tahammül bile edemez....
Anlayana...?
🌹
Hani Necip Fazıl aya gittik diye sevinen ve bilimsel çalışmalar yaptık diyen feza pilotuna yazdığı o müthiş ironik şiirde diyor ya:
Yirminci yüzyılın ablak yüzlü pilotu
Buldun mu Ay yüzünde ölüme çare otu?
Uzakları yenmiş Fatih edasindasin
Dipsizigin dibini bulmak sevdasindasin..
Allah'a dil çıkarır gibi küstah bir yarış..
Farkında değilsin ki, Ay Dunya'ya bir karış.
Fezada milyarlarca ışık yolu mesafe
Seninki saniyelik zafer, ilmi hurafe.
Bizimkiler ışığa gem vururda binerler
Yerden göğe çıkmazlar, gökten yere inerler
..kendisini senin ayağına gönderiyorum.
Gene senden kaçmaya kalkarsa öleceğini bilsen de bırakma.
Emin ol ki kollarında ölürse zevkinden ölmüş olacak.
Aramızdaki nikaha gelince sadece bir oyundan ibarettir.
Ferideyi sana çiçeklerden daha saf ve temiz olarak teslim ediyorum. Sana gelince değil Feride'yi mahalledeki uyuz köpeği bile layık görmem.
Senin gibi odun kafalı cici beye.
Hani bana küfürbaz derler ya sana ne desem az ama.. ama gel gör ki zamane kızlarına laf anlatmak kabil olmuyor.
İnşallah bundan sonra ona layık olursun.
Yıllar evvel çocuk yaşta Aydan Şener'in, romandan uyarlanmış dizisi ile tanışmıştım. Diziyi Tv'de ablam izlerken bende ara ara göz ucuyla izliyordum Şimdi internetten bakiyorum da epi topu 8 bölüm olan bu mini dizi o zaman gözüme ne kadar uzun görünmüş.. o yaşta izlediğimde Kâmuran Beyefendiden nefret ettiğimi hayal meyal hatırlıyorum..Belki de o yüzden bir türlü okumak nasip olmadı; şimdi kitabı okuyunca; aslında o kadar da fena adam değilmiş diyorum..
Reşat Nuri, romanda güçlü bir kadın portresi çizmiş ki bu kadın o dönemin savaş, yokluk ve sefalet içinde erkek egemen bir dünya da kendi ayakları üzerinde durmuş bir kadın. O dönemin toplum normlarına karşı çıkarak aldatılmayı kadınların kaderi olarak görmemiş, bunu sineye çekmemiş. Anadolu'nun bitap kasaba ve köylerinde bir başına yaşam mücadelesi verirken çevresindekilere de ışık olmuş..
Feride itiraf yazısında, Kâmran, biz herşeye rağmen seninle mutlu olabilirdik diyor; fakat Feride o kadar gururlu ve fedakâr ki hayatının aşkıyla mutlu olmak yerine, kalbini yaralı bir askere ya da ihtiyar doktora vermeye rıza gösteriyor.
Bu kitap Türk Edebiyatında bir baş yapıt, okurken insanı farklı duygu ve hislere götürüyor, herkese birşeyler katacağına eminim. Benim gibi okumakta geç kalanların okuması lazım..
Cemal Süreya
"Hep sorarlar;
KADINLAR ne ister diye,
Ve bir sürü şey sıralarlar arkasından.
Para, güç, sahiplenme,
Makam ve rahat diye.
Oysa ben sadece iki şey sayarım.
Kadın güven ve huzur ister…
Güç beklemez bi kadın,
Çünkü erkekten, daha güçlüdür...
Sahiplenmek istemez kadın,
Çünkü zaten kendine sahiptir..
Para ve makam istemez kadın,
Çünkü geçici şeyler olduğunu bilir
Her şeyden sıyrılıp güven bekler Erkekten.
Gözü arkada kalmasın ister.
Onun yanında yüreğiyle sağlam durabilecek biri ister.
Ve ne kadar güçlü olursa olsun bir kadın,
Kafasını omuzuna koyduğunda,
Huzur bulduğu bir erkek ister..."