Sidar Adıgüzel
@Sidaradgzl
“(..)kendi varoluşum için başkalarının onayını aramıyorum.”
56 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Sabitlenmiş gönderi
Felaketin getirdiklerine tebessümle direnmeyi öğrendi. O an sevginin gücüne inandı.🌻’
Okur Takip Önerileri
ADAM - İzin verirsen şu kitabı okuma istiyorum.
KADIN - Sevdin sen o kitabı, hı?
ADAM - Nereden anladın?
KADIN - Altı aydır berabersiniz..
Kadından kendisine sunulduğu kadarını kabul etmesi beklenir her zaman. Siz televizyonda ya da sokakta gördüğünüz bir kadın için rahatça beğeninizi belli edebilirsiniz. hatta ağzınızdan akan salyaları kendi karınızın eteğine silebilirsiniz ama bunu bir kadın yaparsa delirirsiniz. Buna itiraz eden kadına da hasta dersiniz... Hâlâ anne, baba tarifleri bile ilkokul düzeyini aşabilmiş değil. "Annemiz bizi dokuz ay karnında taşır, yemek yapar, üstümüzü örter. Babamız ise kar kış demeden dışarıda bizim için çalışır..." Şu babanın fedakarlığına bak! Zavallım! Kar kış demeden çalışıyormuş! Sanki kadınlar dört mevsim yaz yaşıyorlar..
Çöken binaların müteahhitlerinin bina yapımında nasıl namussuzca davrandığı, insanların hayatlarından demir ve çimento çaldıkları biliniyor ama bu tip insanların yapımındaki sorun bilinmiyor. Bunların nerelerinden ne çalınmış? Bunların içine neden beyin ve yürek konmamış? Sadece binaları değil insanları da yeniden yapmak gerekiyor galiba..
K- Hayatım yardım eder misin şu koltuğu kaldıralım.
E- ...
K- Hayatım kiminle konuşuyorum ben?
E- Bilmem seni dinlemiyordum.Ama biraz düşünsen kiminle konuştuğunu hatırlayabilirsin.
K- Yardım etsene kaldıramıyorum!
E-Kaldırma o zaman.
K- Yerini değiştirmek istiyorum kaldırmadan nasıl yapacağım söyler misin?
E- Yapmayacaksın. Çünkü ben ve koltuk bu değişime karşıyız. Dikkat edersen ikimizde yerimizden kalkmak istemiyoruz.
Sadece futbol değil bütün oyunlar hayattan esinlenirler. Fakat benim ülkemde hayat oyunlardan esinleniyor. Bir adam hayata bakarak oradan kopya çekip bir oyun yazıyor. Seyredenler de "vay canına be, aynı bizim evi yazmış" deyip şaşırıyorlar. Çünkü onlar kendi hayatlarını yaşarken seyretmesini bilmiyorlar. Bütün bildikleri "naber nasılsın, iyilik noolsun!”
KADIN - Afedersin hayatım telefon çalıyor... Alo?
Ha Şermin, naber... Iyilik vallahi noolsun...
Kafka'nın Değişim'inden bile kötü.
O adam hiç olmazsa uyandığında böcekti. Ben bir uyanıyorum; yokum!
Başarılı bir üzgün olmak istiyorlarsa senin gibi bir adamla birlikte olsunlar. Çünkü iyi bir üzücü olmazsa iyi bir üzgün olunmaz...
iyi bir üzücünün taşıması gereken özellikler şunlardır:
Bir kere karşındakini adam yerine koymayacaksın, aşkın gereklerini yerine getirmeyeceksin, sadece kendini düşünüp, başkasının fikirlerini gereksiz bir laf kalabalığı olarak değerlendireceksin, kendi zekanı her şeyin önüne koyup, kendin dışındaki herkesi geri zekalı varsayacaksın...
İnsanoğlu bir karanlıktan geliyor, bir karanlığa doğru gidiyor. Ama nereden gelip nereye gideceğini hep unutuyor. Bir defa geldim, bari tadını çıkarayım demiyor.
Dünyanın bütün kötülüklerine baş kaldır. Bazen senin iyiliğin başkasının kötülüğüne de olabilir.
Kendi iyiliğine de baş kaldır!
Duvarın dibinde resmim aldılar,
Ak kağıt üstünde tanıyın beni.
İnsanları sözleriyle değil, hareketleriyle ölç!
Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir.