Kitapta yaşanan olaylar psikolojik olarak gerçekten ağır. Hamburger Adam ve çocuk arasında yaşanan ilişkiler çok etkileyici. Hiç beklenmedik anlarda olayların farklı biçimlerde gelişmesi ve ürkütücü sahnelerin gerçekliği sizi kitaba bağlıyor.
"Berduş, bir an sonra ne olacağını hiç bilmez; bundan ötürü de o hep şimdiki anı yaşar. O, bir amaca ulaşmak için çaba harcamanın boşuna olduğunu öğrenmiştir ve o, talihin rüzgarına kapılıp sürüklenmenin tadını almıştır."
"Ne zor ne korkunç bir iş bu vakit öldürmek; ufkun ardında göze görünmeksizin hızla dönüp duran şu saniye göstergesi yok mu, onun durmadan koşmaya devam ettiğini, amansızca koşup durduğunu bilmek yok mu?..."
Bir çocuk en çok kimden destek bekler? Yanıbaşındaki büyüklerinden ilgi ve destek göremediğinde neler düşünür, neler yapar? Umudunu kimlere bağlar? Geceleri uyur mu?
Kitabı okurken soğuk havaya rağmen dışarı çıkmak, rüzgârı, belki de dondurucu soğuğu iliklerime kadar hissetmek, çıplak ayaklarla etrafta gezinmek, koşmak, düşmek, yaralanmak istedim. Yeniden çocuk olmak istedim. Benim yaşadıklarımı yaşayamamış çocuklara yardım etmek istedim.
"Kanımca bizim gibiler için en iyisi halka hizmet etmek. Halkla iş yapmak kolaydır. Yaptığınız şeyler için kimseye hesap vermeniz gerekmez. Mesleğin genel kurallarına uyun yeter, başınıza iş açılmaz. Büyük adamların can sıkıcı tarafı, hastalandıklarında hekimlerinden kendilerini illa iyileştirmelerini istemeleri."
"Günümüzde dünya nüfusu saatte 10.000 insan gibi şaşırtıcı bir oranda artmaktadır ve bu artışın büyük kısmı mevcut halkını bile doyurmaktan aciz toplumlarda meydana gelmektedir."
"İnsan bu sokakta yürürken gökyüzü yok olurdu. Gökyüzü yok ise, yağmur da yoktu, kar da. Gökyüzü yoksa Tanrı olur muydu? Hayır, Tanrı bu sokakta oturmuyordu..."