tokmağın sesini özlemiş kapının acısıyla
boş kovan gibi düşürdüm, kelimeleri
Leyla Çağlı (Başa dönmek)
~
IX.
güvenli bir uzaklıkta
ikisi birbirinden sessiz
iki harf gibi öylesine,
yan yana durduk ki;
adı çıkmasın sözcüklerin.
Leyla Çağlı (Kabartma Harflerle Ten Yazıtları)
HU!
"kalbim su kıyısında bir gürültü
ay kocaman nazar şimdi
kirpikleri suya değiyor
nehirde..."
~
"böyle
tersin tersin
açar mürver gölgesinde
suçlu gibi"
~
"menekşeler solmayı unutur
ölüm gelmeyi unutur
unutturan da unutulur
hu!..."
Yitik Ülke Yayınları ~ Emel İrtem
Gel bize yağmurlarla gidelim
Kırları kurbağaları ürkütmeyelim
Bu dört yönü billurdan
Kırlangıçların toplandığı avlulardan
Birdenbire uzayan bu yollardan
Omzunda geçmiş ilkyazın hafifliği
‘Bahtından önce açan güller’
Yalnızlığı’mı’n uzatmalı kaçkını
Hoş geldin
Ramazan Teknikel
"Burada tam burada bir zeytin ağacı
Anladığımız dalların dibinde
Dolgun bir yaprak izi
Ansızın eskiyen kül
Bir rengin o çok bilinen yerinde
Bizlerin de görmeyi düşlediği"
Ramazan Teknikel
ANLADI
Adamın hafiften tıklattığı kapıyı eşi açtı.
Adam yüzüne zoraki bir gülümseme takmaya çalıştı. Eşi bunu anladı. İş bulabildin mi diye sormadı bile. Öteberiyi düzeltiyor gibi yaptı, zoraki bir gülümseme de o takındı. Öteberi bunu anladı.
Kafesteki bir çift muhabbet kuşu bunu anladı.
Duvardaki asılı saat anladı.