Sonra koltuk derneklerine dayanarak elindeki paketi açtı ve paketin içinden, üzerinde gösterişsiz bir kırmızı horoz işlemesi olan uzun, kar beyaz bir havlu düştü. "Bunu kabul edemem," dedim. Ama yüzü, gözleri öyle bir hal aldı ki, kabul etmek zorunda kaldım. Ve uzun yıllar Muryevo'daki yatak odamda asılı durdu,sonra da benimle oradan oraya gezdi. Sonunda da yıprandı, rengi soldu,eskidi ve kayboldu tıpkı anıların solduğu, kaybolduğu gibi.