Sanırım aykırıyım, aykırılık derken marjinal olmaktan bahsetmiyorum. İnsanların beklentilerini karşılamakla ilgilenmiyorum, sırf o üzülmesin, bu kırılmasın diye kendimi yok sayıp her isteneni yapmıyorum. Herkes benimle aynı düşünsün ya da benim düşüncelerime göre hareket etsin diye bir kaygım yok, kaldı ki bu imkânsız. Bir şeyi istemiyorsam bunu çünküler veya amalarla açıklamak zorunda değilim. «İstemiyorum» zaten yeterli bir cevap. Bu söylediklerim belki katı görünebilir, fakat bunları yapmadıkça zamanla sınırlarının nasıl rahatlıkla bertaraf edildiğine şahit olabilirsin.
Sorunlarla karşılaştığımda sırtımı yaslayabileceğim bu onu halleder, bir nefes alırım , arkamı toparlar, beni ayağa kaldırır diyebileceğim kimsem yok. Yine düştüğümüz yerden kendimiz kalkmaya devam.
Ait olmadığım yerlerdeyim. Ait hissetmediğim yerlerde. Belki de öyle bir yer yok. Boşuna arıyoruz. O yer içimizde bir yerlerde. Kendimizde. Bir gün oraya ulaşmak dileğiyle...