Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rengin

Rengin
@Slazngnn
Sıkı Okur
Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. ölümleri olur zaferleri, öpüşürken yok olan ateşle barut gibi..
ressam
Türkçe Öğretmenliği
Gökyüzü
134 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Sakarya hem adı duyulmadık, hatta konmadık bir ırmaktı, ama Sakarya hem de Ankara'nın içinden, evlerin, odaların ortasından akıyordu. Ve Türkiye.. akla gelmese de.. bütün göğüslere abanmıştı..
Reklam
Sakarya, Ankara'ya bir bakıma çok uzak, kurtuluş umudu kadar uzak, bir bakıma da çok yakın, her şeyin bitişi kadar, bir milletin ölümü kadar yakındı..
Felek, eğer; bugüne kadar ettiklerinin gösterdiği gibi, bu ulu milletten yüz çevirdiyse... O kadar kahpeyse, Ankara da düşecekse, Meclis'in kapısında üç, beş Rum itini gebertip şehit olabilmek için.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ankara bir buçuk yıldır bir şehir değildi ki... Şehirden bambaşka bir şeydi; artık bir yürekti. Türklüğün yüreğiydi.. düşebilirdi.. düşüyordu...
Sana senden gerekir dad lâzımsa. Gayrden ümmidi kes, imdad lazımsa.
Reklam
Ve bütün bunlar Ankara için oluyordu. Ve Ankara bütün bunlar olduğu için böyleydi.
Sakarya'nın doğu kıyısına geçti, o pırıl pırıl "Yeni Türkiye" masal oldu ya, inlerine, kovuklarına, bataklıklarına dönüyorlardı: Bizans kalıntılarına dönüyorlardı.
Sakarya Ankara'nın içinden, bütün evlerden, bütün odalardan, bütün sofraların ve sedirlerin altından akıyordu.
Politika diye bir şey olduğunu çok iyi öğrenmiş, politikanın ürpertecek kadar iğrenç yanlarını da, yapıcı, yarar sağlayıcı kuvvetlerini de görebilmiş, öyle veya böyle olmasının karakterlere ve kafa yeteneklerine bağlı bulunduğunu anlamıştı.
İnsanın bir de inilemeyecek derinlikleri oluyordu..
Reklam
Ankara'da ülküler de kaç nefeslik olduklarını kimsenin bilemeyeceği canlar gibi veya kuru canlar da ülküler kadar uçurumun kıyısındadır ve tutkuların en soyluları da, en tiksindiricileri ile birlikte can pazarına düşmüştür.
Ağızlarda toprak tadı vardı. İNsan yutkunurken kum çiğnediğini sanırdı..
Giyindiği esvap, sudan ve köpükten, eti ve derisi ay aydınlığından; saçları ateştendi ve mehtabın bütun esrarı ondaydı.
Gecenin aydınlığı gökten mi iniyor, denizden mi çıkıyor...
Gözlerinin etrafındaki esmer daire yanaklarına kadar genişlemişti; ağzında olgun, sulu, serin ve taze bir meyvenin cazibesi vardı. Kızıla bakan saçları, başörtüsünün altından bir alev gibi fışkırıyordu; yeşil gözleri insana ta derinden ve bir pars bakışıyle bakıyordu.
477 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.