"İçinde iyileşmeyen bir sancı ile bir yanı öbür yanına bir türlü uymamış, aşkla uyuyup nefretle uyanmıştı günler boyunca, sonra nefretle uyup aşkla uyanmıştı, tek bir şey olmamanın kahrını çekmişti. Kimi gün bütünüyle af ve merhamet kimi gün tepeden tırnağa öfke ve nefrete dolmuştu. Tek bir şey olsaydı oysa, kendisine emredilen ya da içinden gelen bir sesin buyurduğu bir şey. Yeter ki biri olurken aklı diğerinde kalmasaydı, ona kendisini bütünüyle bıraksaydı. Aklını ikna ederken kalbinde kavrulmasaydı, kalbini ikna ederken aklından yakalanmasaydı. Ama her biri diğerine diş geçiren iki büyük heyulâ arasında paramparçaydı sadece."
Bazen günlerce hissettiğimiz bir duyguyu, kendimize bile açıklayamayız. Ta ki bir kitap sayfasında karşılaşıncaya dek. Sanırım ben kendimi anlatmaya kalksam bundan daha iyi anlatamazdım. :)