Cinsel yönelim doğada biyolojik olarak görünebilir, genetik atorlerin kompleks etkileşimi ve erken rahim ortamı ta- rafından belirlenebilir. Bu yüzden cinsel yönelim bir seçim değildir ama cinsel davranış açıkça bir seçimdir
.Kadın eşcinselliği, erkek homoseksüelliğine göre nispeten dabe öngörülebilir bir durumdur
Bu bulgular katılımcıların (çalışmadaki LGBT bireylerin] din ile bağlantılarının zayıf olduğunu göstermektedir. Sadece %40'ı ken- disini Müslüman olarak tanımladığı gibi beyanlarından anlaşılacağı üzere bunların da din ile bağlantılarının [inanç düzeylerinin] düşük olduğu gözlenmektedir.
Transseksüalite, cinsel kimlik bozuklugunan noktasıdır. Nitekim, transseksüellik, ülkemizde de kullanılan Uluslararası Hastalık Sınıflama [ICD-10] sisteminde "F.64 Ensel Kimlik Bozuklukları” başlığı altında ve "F.64.0." koduode Henir [Transsexualism]. Psikiyatrik bir tanı olarak ilk kez 1980'de yayımlanan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı[DSM]-III'de listelenmiştir. DSM-IV'te "cinsel kimlik bozukluğu" olarak belirtilen transseksüalite, “çocukluk çağı, adolesan ve yetişkin cinsel kimlik bozukluğu” şeklinde ayrı olarak ele alınmıştır. Transseksüalite, 2000 yılından itibaren kullanılan DSM-V'te de "cinsel kimliğinden yakınma/hoşnut olmama" şeklinde tanımlanmakta ve “çocuklarda cinsel kimliğinden yakınma" ve gençlerde ve erişkinlerde cinsel kimliğinden yakınma" şeklinde iki farklı kategoride incelenmektedir.7
Arak buradaki "Ara duruş/Gözlem" ve özellikle "Karşı cins nol ve kamligini cesaretlendirici yaklaşımlar" da etik olarak tartışılabilir Çünkü erişkin dönemde büyük bir olasılıkla homoseksüel olacak olan bu çocuklara, müdahalede bulunmamak [ki CKB tedavisi eşcinselliğin tedavisine göre çok daha kolay ve etkilidir] bilimsel olmaktan ziyade po- litik bir yaklaşımdır. Çünkü homoseksüelliği problem olarak görmeyen Amerikan Psikiyatri Derneği bile CKB'yi psikiyatrik bir bozukluk olarak kabul etmektedir. Nitekim, CKB ülkemizde de kullanılan Uluslararası Hastalık Sınıflaması [ICD-10] listesinde "F64. Cinsel kimlik bozukluk- ları" başlığı altında ve "F.64.2. Çocukta cinsel kimlik bozukluğu" şeklinde listelenmektedir. Yani CKB bir hastalıktır. Hastalık olarak tanımlanan bir problemin tedavi edilmemesi nasıl bilimsel olabilir?
Bunu, aşırı kaygıları nedeniyle engel lerler. Yani anneler, gerçek saldırganlık ile fantastik saldırganlığı karış uırırlar. Bu yüzden de çocuklarının maskülen gelişimlerini baskılayarak karşı cinsiyet kimliğinin gelişmesine neden olurlar. (109)
Şimdi asıl konumuza dönerek şu soruyu sorabiliriz; Toplums cinsiyet eşitliği eşcinsellik için bir risk oluşturur mu? (156)
3-Çocuklara yaptırılan işler, verilen sorumlulukların cinsiyete uygunsuzluğu,
Bunlar özellikle dikkatimi çeken ifadeler, toplumsal normlar konusunda bahsedilirken yazarın erkek olması dahilinde kimi zaman yanlı bir tutum sergilediğini bir kadın olarak hissettim