Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sercan B.

Cumhuriyetimizin 100.yılı kutlu olsun 🇹🇷
Reklam
Canım İzmir sen çok yaşa 🇹🇷9 Eylül
Sivas'ı unutmadık.
''Sen bu şiiri okurken Ben belki başka şehirde ölürüm.'' (Behçet Aysan) '' Ben o gün öldüm gülüm Bir daha ölmem artık.''( Metin Altıok)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Açık havada koşarken yaptığım çıkarımları kitap okurken yapamıyorum. Çakralar mı açılıyor nedir?😃
Denizin kayayı aşındırmasına bakıyorsun. Su zamanla koparmış koparacağını. Koca kayadan söküp neler almış zaman. Bize neler yapmaz neler
Reklam
''Onlardan değilsen sana zalim derler. / Onlara aldırma Hayyam, dostum./ Hiç hiçbir şey bilmiyorlar / Çünkü bilmek istemiyorlar/ Şu cahillere bak dünyanın sahibi onlar.''
Annemin '' Arkadaşlarım torunlarının sünnetine gidiyor siz daha evlenmeyin.'' isyanı ve benim ''Pazartesi günü Seferihisar'a mı gitsek?'' tepkim...
Nasıl diyordu Neşet Ertaş ? ''Sen orada ben burada aman aman ömrümüz geçti böyle'' işte o hesap...
Nazım Hikmet'e saygıyla...
''Ah ne yazık / Ne yazık ki ona / Dört nal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak / Beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak''
Antakya Kitap Fuarı İzmir'deki kadar olamasa da güzel geçiyor :) 23 Nisan'daki resmi tatili fırsat bilip kaçtım geldim. Sonra demesinler öğretmenler kendini geliştirmiyor :)
Reklam
Hayatımız bir yerde bitmesi gerekiyormuş da çok izlendiği düşünüldüğü için devam ettirilen diziler gibi.
Oblomov okuyunca uykumun gelmesini, her şeyi bırakıp Akdeniz'e inme isteğini nasıl yapsak ?
İnsan yine de bekliyor. Amorti bile olsa sevgiyi , gelmeyecekse bir otobüsü ama en çok da huzuru.
Şehrin kapılarını yıktık sen gidince. Kazancakis ağladı. Sait Faik yaralı. Bir daha dönmeyecek şiir bir daha dönmeyecek o karanlık zifir. Yak yakabildiğin kitapları. Sulama artık o eski sardunyaları.
Sokakları özlüyorum ben. Ne seni ne senle anılarımızı. Sen en çok sokakları üzdün . Gittin ve bir şehir yıkıldı.
Bazen bir şehir kadın gibi özlenebilir; kaldırım taşları saçlarıymışçasına sokakları anılarınmışçasına.
Reklam
Zaman İstanbul gibi . Cazibesi çok imkanı az .
Ve geniş zamanların sıkıntısıydı gezginlik/ Belli ki artık ayaklar yalın / baş eğik / belli ki tutuşuyor bahçedeki azık / tüm ihtiraslar azınlık
Gece galası sessizliğin;en mahrem çığlıkları bizim için susuyor.
İçinde bulunduğu sıkıntı o kadar cezbediciydi ki onu hissetmediği anlarda yaşadığını unutuyordu. Sıkıntıyla yaşamayı öğrenene huzur, alerjisinin olduğu bir ilacı içmek gibiydi.
Bu çağ insanının en gözde zanaatıdır duvarcılık. Hepimiz duvar örüyoruz birbirimize karşı. Biri birine seslenecekse duvarının üstünden sesleniyor; inmeye tenezzül etmeden dinlemeye tahammül etmeden.
İnsan hangi duygunun esiriyse etiyle, kanıyla, ruhuyla ona dönüşüyor.
Reklam
Kendini çok önemli bir şairin şiiri sanmış da aslında öyle olmadığı ortaya çıkmış bir rezalet gibi bu çağın insanı. Savruluyor/ savruluyoruz.