minimaks
@Tamsayi
37 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Kültür her şeyi okuyup unuttuktan sonra aklımızda kalanlardır.
Andre Gide
Okur Takip Önerileri
Bir Kızilderili atasözü der ki: "Benim hayatımı yargılamadan önce benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan geç. Benim
takıldığım taşlara takıl yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git benim gittiğim gibi anca o zaman beni yargılayabilirsin."
Çalışmadan geçen bir hayat dürüst ve namuslu bir hayat değildir.
Adalete her ne kadar inansan da güçsüzsen hiçbir şey yapamazsın!
Adaleti cesurlar sağlar,
korkaklar sessiz kalır nemalanır..
Mahlas muhlis
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
'Sadece kitap okumak yetmez insana. Bazen meydan okumalı ; kendine, hayata, dünyaya.."
Tolstoy-İnsan ne ile yaşar
Aslında seninle hemfikir olabilirim.
Ama o zaman ikimiz de hatalı olurduk.
Devrim Musluk Gibi Değildir
Devrim başlamaz
Epikürcü bir kahvede
ya da başlamaz bir ziyafette
ilk nefeste ya da kafası geldiğinde
sabahki ilk sigarada ya da helada.
Devrim başlamaz
fabrikada gece mesaisinde
ya da sabah 9:00'da yardım sırasında.
Devrim başlamaz
aklında, kalbinde, karaciğerinde,
başlamaz penisinde
ya da yumruğunu sıktığında.
Devrim başlamaz 1776'da
1917'de depresyonda, gündoğumunda başlamaz gurularla, ya da yerlilerle
L.A.'den gelen haberlerle,
ya da Havana'dan, Manana'dan.
Devrim başlamaz.
Devrimin başlangıcı yoktur.
Devrim asla bitmez.
Devrim bir musluk değildir.
Onu kapatıp açamazsınız.
Devrim her zaman sızdırır,
Ama tamir etmek için muslukçu çağıramazsınız.
YENİ HAYAT
Duymadan düşünmek yok dinimizde;
Biz kalb adamıyız, gönül eriyiz.
İnsanız, insanlık esastır bizde;
Ne ciniz, ne melek, ne de periyiz!
İKBAL MESİH HATIRLAYAN VAR MI?
ikbal Mesih, 1982 yılında Pakistan'da, Muridke'de doğdu. 4 yaşındayken ailesi tarafindan satıldı. Ailenin 600 rupilik (10 dolardan daha az) borcuna karşılık, borçların kapanması için köle olarak bir halıcıya verildi. 30 kilonun altında ve 1,20 metre uzunluğundaydı ve bu halde, haftanin yedi günü, günde yarım saat mola ile 14 saat çalıştırıldı....
Yaklaşık 6 yıl köle olarak çalışan İkbal'in ciğerleri bitik vaziyetteydi. İkbal 10 yaşına geldiğinde, Pakistan yasalarına göre köle çalıştırmanın yasak olduğunu öğrendi ve zorla çalıştırıldığı yerden kaçtı. Buna rağmen polis tarafından yakalandı ve kaçmaması için bağlanması tavsiye edildi. İkbal tekrar kaçtı ve Pakistan Esir Emekçiler Kurtuluş Cephesi'ne katıldı. Kısa sürede bir çocuk hakları aktivistine dönüştü. Tüm dünyada çocuk işçilerle ilgili konuşmalar yaptı. Okula gitmeye başladı ve 4 yıllık okulu 2 yılda tamamladı.
Ikbal, 16 Nisan 1995'te bisiklet sürerken vurularak öldürüldü. Vuran kişinin esir işçi çalıştıran bir çiftçi olduğu iddia edildi.
İkbal Mesih 13 yaşında bir çocuktu. Milenyuma çok az kala köle olarak doğdu, satıldı, isyan etti, kendi özgürlüğünü tırnaklarıyla kazandı, milyonlarca çocuğa umut oldu. Öldürüldü. 13 yaşındaydı. Çocuktu!
(OT Dergisinden)
ilgilenenler için eğitim üzerine bi film paylaşacağım.
Beyond The Blackboard filmi Karatahtanın Ötesi ya da Ders Tahtasının Ötesi olmak üzere iki farklı şekilde türkçeye çevrilmiş.
Bir öğretmen olarak mümkün olduğunca eğitim üzerine filmler izleyip bu filmleri listeliyorum. Sanırım bunu gözden kaçırmışım. Filmde neler oluyor bakalım.
Okula bir öğretmen görevlendiriliyor.. Okula gidiyor ama bir okul yok daha çok talan edilmiş sadece bir derslik var. Hatta devlet tarafından denetlenen bu okulun bir adı bile yok. Geçici sığınma barınağında kalan ailelerin çocukları eğitimlerine devam edebilmeleri için bu derslikte eğitim görüyorlar.Evet kağıt üzerinde bakıldığında çok güzel bir hizmet ama bu dersliğin hiçbir imkanı yok. Hükümetlerin eğitimde en başarılı olduğu şey yapıyormuş gibi görünmek sanırım. Bir derslikte 1.sınıftan 6.sınıfa kadar öğrencilere eğitim vermek isteyen öğretmen başlamadan önce ne kadar kendine inansa da ilk gün hiçte düşündüğü kadar kolay geçmiyor. Sonrasında olaylar gelişiyor.
Aslında öğretmenliğin sadece ders anlatmak değil aynı zamanda insanlara dokunmak onlarda bir değer oluşturmak olduğunu film bize en çarpıcı şekilde aktarıyor. Tabi filmin gerçek olaylara dayanması etkileyiciliğini artırıyor.