Serhat Varol
@Tarihci53
Tarihçi
Lisans
139 okur puanı
Şubat 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
Dünya sana kalsa da sen dünyaya kalmayacaksın.
Bilim bakmak demekti... özel bir tarzda bakmak. Özellikle de anlamadığınız
şeylere dikkatle bakmak. Söz gelimi yıldızlara bakmak ve onlardan korkmamak,
onlara tapmamak, sadece sorular sormak, bir sonraki ve onun ardındaki sorulara
açılacak kapıların anahtarlanı bulmak.
Bir kitabı okumaya başladı
Okur Takip Önerileri
Bir kitap okudu
440 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Temiz kalpli soylu bir genç bir zamanlar bir güzel yüzlüye tutulmuş, sevmiş, belki âşık olmuştu. Fırsat el verdi ve bir gün bir kayıkta yalnız kaldılar. Kayık sahilden açıldı, derken fırtına başladı ve girdaba kapılıp devrildi. Uzaktan bir cankurtaran olayı gördü ve kulaçlarım hızlandırıp yanlarına geldi. İkisi de yüzme bilmedikleri için çırpmıyorlardı. Cankurtaran onlara yaklaşınca gence ulaştı ve bileğine yapıştı. O sırada genç elini çekip ona 'Önce sevgiliyi kurtar!' diyebildi. Birkaç saniye sonra da girdabın içinde kaybolup gitti."
(Eski bir halk hikâyesinden...)
Kaldı ki kalp denen kandildeki ateşi tutuşturmak için mutlaka kibrit çalmak gerekmez, o bazen bir bakıştan, bazen bir gülüşten, bazen bir sözden, bir tecelliden, hatta bazen de bir ilhamdan kıvılcım kapar.
Beşerî aşklar kalbe nimet diye verilen hakikî aşkın ancak tadımlık bir görüntüsüdür ki lezzeti de ancak dünya algısına ve beş duyunun dar çerçevesine sıkışıp kalmıştır.
Sûfîler Anadolulu ressamlardır. Bunların ezberlenecek kitapları yoktur, fakat gönül aynalarını cilâlamışlar, hırstan, cimrilikten ve kinden arındırmışlardır. Böylece kalplerine hadsiz hesapsız görüntüler akseder. Aynaları cilâlamak lâzımdır ki hakikatler oraya yansısın ve hakikatler ile aradaki perdeyi kaldırmak gerekir"
İnsan kalbi bir hazinedir; ruhun hâzineye ulaşmasını sağlayacak rehber ise akıldır
Kalp, sevgili için feda olmaya da İlahî tecelliler için yanmaya da elverişlidir ve insanın bütün farklı hallerine dair bilgi ve düşüncenin mekânı, öznesi, kaynağı veya aracıdır. Bir et parçasından ibaret zannettiğimiz kalbin içinde ondan ayrı bir kalp vardır ki buna "Rabbânî latife" ve "İlahî cevher" denir. Bu cevher insanoğlunun hakikatidir. İdrak eden, bilen ve kavrayan od ur.
Tecellinin mekânı, ruhumuzun düğümü. Dört odalı ama bir han değil. İsteyen istediği odaya giremez. Peki ya hancı bu odaları içine girmek için değil de içindekini hiç çıkarmamak için yaptırdıysa?
Kalp, soğuğu sevmezmiş. Soğuk, kalpte spazma sebep olurmuş. Siz siz olun soğuk insandan, soğuk sözlerden, soğuk şakalardan velhasıl her türlü soğukluktan uzak durun.
Rab Teâlâ'nın "Düşünüp öğüt alasınız diye, her şeyi çift yarattık" (Kur'ân-ı Kerim, Zâriyât, 49) buyurduğu bütün çiftlerin içindeki tek ve tekillik o. Çünkü "Allah hiçbir adamın içinde iki kalp yaratmamıştır" (Kur'ân-ı Kerim, Ahzâb, 4). Bu yüzden özeldir ve değerlidir. Çamurunu Kâbe toprağından almıştır5 ve insanın özü, özetidir.
Kalp...
Çoktan öğrendik ki beden ile can orada karışıyor, Allah ile kul orada buluşuyor, seven ile sevilen orada kavuşuyordu.