Stefan Zweig'in okuduğum ilk öykü kitabı, amok koşucusu dilimizde cinnet geçirmek, bir tür ruhsal çöküntü, bir tür ölüme koşuş şekli olarakta tanımlanabiliyormuş. Kitabında intihar olayını işleyen yazarın kendisi ve ikinci eşide yaşamını intihar ederek sonlandırmışlardır.
Bir doktorun eşinden olmayan çocuğu aldırmak için bir kadının kendisinden yardım istemesi, daha sonra geri çevirdiği bu yardım çağrısı sonrası duyduğu suçluluk duygusu anlatılmıştır.
Sonrasında yardım etmek istediği kadın tarafından hayatı pahasına da olsa reddedilen doktorun, "hep sonradan gelir aklım başıma hep sonradan" şarkısını dinlediğini düşünüyorum