Insan kendine faydalı olmak istiyorsa başkasına faydalı olmanın bir yolunu bulmalıdır. Mutlu olmak isteyen üretmelidir, iyileşmek isteyen iyileştirmelidir, sevilmek isteyen sevmelidir, var olmak isteyen var etmelidir, büyümek isteyen kişi Usta yetiştirmelidir. Bu Böyledir bu kadar kolay bu kadar basit ve bu kadar anlaşılabilirdir işte
Mühim olan eylemi zincirlemeye çalışmak değil eyleme neden olan düşünce biçimini değiştirmek. Böylece olmak istediğin senle dizginlemeye çalıştığın Sen birbiriyle mücadele etmek zorunda kalmayacaktır
Düşüncelerimiz neyse biz de oyuzdur. Düşündüğümüzden başkası olamayız. Sahiden de gereksiz sözlerimizden ve davranışlarımızdan vazgeçmeliyiz. İşte o zaman daha mutlu daha huzurlu ve tasasız oluruz. Bunun için her an kendimizin farkında olmalıyız hatta sadece gereksiz eylemlerimizi değil gereksiz düşüncelerimizi de ortadan kaldırmalıyız Ancak bu şekilde gereksiz düşüncelerimizin bir sonucu olarak ortaya çıkacak eylemlerin önü kesilmiş olur.
Beklemek bir alın yazısı olamaz. Mutluluğu beklemek, başarmayı beklemek, sevilmeyi beklemek... Bunlar ağacın dallarında kendiliğinden yetişen, doğaya emanet edilmiş meyveler değildir. İnsanın doğası bir yerde kendine emanettir.
İnsan bedeni, yaşamak için aldığı nefesi bile saniyeler içinde geri verebiliyorken, kibirli zihin zaten geçip gidecek olan meseleyi neden tutuyor ve bırakmıyor?
Bana hatıralarımla avunmamı söyledi ben bugünümü ve yarınımı seviyorum ve eğer formumdaysam, yarından sonraki günü de seviyorum. Geçen sene geçti Ve geçen sene kimin umurunda ki!
Şöyle diyor Necip Mahfuz: “Başkalarından daha iyi olmayı arzu etme; önceki halinden daha iyi olmayı arzu et. Zihinler başkaları ile meşgul olduğunda küçülür; kendisi ile meşgul olduğunda büyüyüp gelişir ancak.”
Engin Günaydın bi tv programında "neden sevgilin yok" sorusuna "ilişkide insanlar birbirinin tatili olmalıdır. hayat zaten stresli, insanlar birbirinde dinlenebilmeli ama ülkemizde herkes birbirini daha çok strese sokuyor" demişti. ilişkiler hakkında duyduğum en iyi tespit.