Tunahan Çetinkaya

Enstitülerdeki milliyetçilik anlayışı
Bir hektar topraktan Sırplar 14, Bulgarlar 13, Türkler 6 kental buğday alıyor; niçin? On üç dönüm toprakla Almanlar on bir nüfus besliyor. Anadolu'da 300 dönüm topraklı çiftci aç kalıyor; niçin? Her soru onları, yurdu bayındırlaştırmak için çalışmaya, öğrenmeye yönlendiriyor. Milliyetçilik onlarda en güzel anlamını buluyor: "Onlar Almansa, biz de Türküz!" deyip kazmaya, kitaba sarılıyorlar.
Reklam
Nazım Hikmet
Bir değil beş değil milyonlarcasın maalesef Koyun gibisin kardeşim gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin ve adeta mağrur koşarsın salhaneye Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içinde olup, deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, al kan içindeysek ve hala şarabınızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak, kabahat senin demeğe de dilim varmıyor ama, kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!
Sayfa 67 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
Bir toplum nasıl uyutulur?
Kulluğu perçinleyici bir eğitimin ille de doğrudan uygulaması gerekmez. Bunu ders programlarından, kitaplardan uyuyanı uyandıracak konu ve kavramları kimseye çaktırmadan temizleyerek de başarabilirsiniz; örneğin reformları, devrimleri devletin yurttaşlara karşı görevlerini çıkarır atarsınız; biyoloji dersinden Darwin kuramını yasaklayıp ona karşılık Yaradılış söylencesinin belirtilmesine yer verirsiniz; doğru dürüst mantık, felsefe, toplumbilim, tarih, ekonomi, ekonomi politika okutmazsınız, sonuçta bir değil birkaç kuşak mışıl mışıl uyur.
Sayfa 64 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bilgi kudrettir.
1561-1626 yılları arasında yaşayan Francis Bacon, "bilgi kudrettir" dedi. Egemen güçlere dayalı devlet, egemenliği sürüp gitsin diye halkın bilgilenmesini sağlamaz, çünkü onun uygarca bile olsa, başkaldırmasını istemez. Bundan dolayı halkı eğitmez. Halkın kız erkek çocuklarına en çok ortaöğretim derecesinde bir meslek öğretimi verir. Tarih, politika, felsefe, mantık, ekonomi okutmaz, okutursa içi boş sözleri ezberletmek biçiminde okutur, halkın kendisi, çocukları bu bilgilerden "kudret" kazanamaz
Sayfa 63 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
Otoriteye baş eğmek.
Egemen olanların elinde maymuncuk çoktur, onlar halkı yoksul bırakarak da, bilisiz bırakarak da, örgütsüz, yapayalnız bırakarak da baş eğdirir. Toplumda bütün olay yada durumlar, birbiriyle karşılıklı, sürekli ve zorunlu ilişkide olduğu için, biri öbürünü etkiler ve bundan dolayı bir olayın her zaman birçok nedeni vardır. Yukarıda yoksulluk, bilgisizlik, örgütsüzlük diye birkaçını sıraladık.
Sayfa 62 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Neden eğitim çok önemli?
Afrika'nın kara çocuğu Patrice Lumumba, halkının gençleri için lise ve üniversite istedi, ama sömürgeciler vermedi. "Bizim gençler gelsin sizin lise ve üniversitelerde okusun." Buna da yanaşmadılar. Çünkü kafasının içine eğitim ışığı giren bir halkın yurdunu sömürge olarak elde tutmak zorlaşır.
Sayfa 59 - Literatür YayınlarıKitabı okudu
Çin Atasözü...
Eğer senin hesabın bir yıllıksa, tohum saç, ekin ek. On yıllıksa ağaç dik. Ama eğer hesabın yüz yıllıksa halkını eğit!
Sayfa 59 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
Türkiye'nin büyük şehirleri...
Sağlıksız bir gecekondulaşma, İstanbul'un, İzmir'in, Adana'nın, Adapazarı'nın, İzmit'in çevrelerini sardı. Büyük şehirlerin konutları çevresine %70'i aşan oranda gecekondu yapıldı. 300 bin nüfuslu, 500 bin nüfuslu gecekondu mahalleleri oluştu. Örneğin İstanbul'un 500 bin nüfusu, birden dört milyona çıktı. Ankara öyle oldu. Köyden göçen nüfus, artan nüfusla birlikte, mesleksiz, eğitimsiz habire çoğalmakta, şehirlerin de dışına taşmaktadır. Üniversite kapıları ardına kadar öğrenci doldu. Kapı önlerinde eritilmez yığılmalar oluştu. Herkes plansız biçimde, yüksek öğrenim yapma hırsına kapıldı. Bir iş, bir sanat öğrenmek isteyen az... Yüksek öğrenim yapması gerekenler de yapamıyor... İçerde her an taşan, üstelik doyumsuz ve huzursuz bir nüfus, fırsatını bulup dışarı taşmak istiyor. Almanya başta, birçok Batı Avrupa ülkesi Türklerle doldu. Bir bölümüne iş var bir bölümüne yok. Sahipsiz dolaşıyorlar
Sayfa 53 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
Köy Enstitüleri günümüzde ne işe yarayabilir?
Köy Enstitülerini yeniden, tıpkı dün olduğu gibi kurmaya olanak yok, belki giderekten gerek de yok Türkiyemizde. Ama başka bir şeye gerek var: Köy Enstitülerinde uygulanan ilkeleri Türkiye'nin bütün okullarına yaymak! Böylece yoksulluk koşulları içinde yaşayan ulusumuzu yoksulluktan, geri bırakılmışlıktan kurtarmak için onun yaratıcı gücünü harekete geçirmek... Hem eli hem kafası çalışan insanlarla ülke yeniden kurulacak...
Sayfa 46 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
DP'nin politikaları
DP bir bakıma dış politikada, dış ticarette liberalizmi savunmakla birlikte, toprak ağalığı temeline oturan bir partidir. Biliyorsunuz Anadolu'da ağaların etkisi büyük. Bir yandan da şeyhlerle işbirliği halinde olduklarından, halk aynı zamanda şeyhlerin, din adamlarının etkisi altındadır.
Sayfa 40 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Köy Enstitüleri'nin kapanışı
Köy Enstitüleri CHP döneminde kuruldu. Gene o partinin başka hükümetleri döneminde kesildi, kırpıldı, tam Nasrettin Hoca'nın kuşuna benzetildi. 1950 seçimlerinden sonra Demokrat Parti de bir yasayla kapatılmasını gerçekleştirdiler. Onlar "Kapatma" demediler, "Enstitüleri eski öğretmen okullarıyla birleştiriyoruz!" dediler.
Sayfa 39 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
Türkiye'de din eğitiminin müfredata girmesi.
Din dersi 1946'dan sonra ilkokullara konuldu. 1950'den sonra ortaokullara konuldu. Liselere konuldu. Öğretmen okullarına konuldu. Bugün her okulda var. Bilmiyorum Türkiye'de işler eskisinden çok mu iyi şimdi? Ekonomi, yönetim daha mı düzgün? İnceleyip düşünmek gerekir.
Sayfa 36 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
Cumhuriyet öncesi Türk halkı
Cumhuriyet'ten önce Anadolu'da Ermeniler, Rumlar vardı. Köylüye yarayışlı sanatları bunlar yapıyor. Türk asıllı olanlar daha çok çobanlık, çiftçilik biliyor. Sanatla, teknikle uğraşmıyorlar. Cumhuriyet'ten sonra köylülerin bu eli işlemezliğini, sanat bilmezliğini hemen gidermek gerekiyor. Enstitüler bu görevi üstleniyor.
Sayfa 10 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
DP'nin Köy Enstitüleri Karşıtlığı
Demokrat Parti, kız erkek öğrencilerin bir arada öğrenim görmesi, her cumartesi eleştiri toplantıları yapılması, ders dışı kitaplar, bu arada Rus klasikleri okunması gibi konuları sömürüyordu. Gerçekte CHP'li ağalar da Enstitülere karşıydı. Bunlar DP'deki ağalarla işbirliği yapıyor. Kuruluşlarından beri Enstitülerin yanında yer alan Cumhurbaşkanı İnönü CHP'yi yıkımdan kurtarmak için, Enstitüler başta olmak üzere, Cumhuriyetin kazanımı olan reformların çoğundan ödün veriyordu. Çok sayıda Kuran kursu ve İmam Hatip okulu onun son döneminde açılmaya başlandı.
Sayfa 3 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
Enstitülerde eğitim nasıldı?
Enstitülerde ezbercilik yoktu. Kuramı oluşturan ve kuruluşu yöneten İsmail Hakkı Tonguç buralarda, o güne kadar Türkiye eğitimcilerinin tanımadığı "iş eğitimi" ilkesini uyguladı. Öğrenciler bilgiyi daha çok iş aracılığıyla öğreniyor, üstünü derslerde tamamlıyordu.
Sayfa 2 - Literatür Yayıncılık, Fakir BaykurtKitabı okudu
Cumhuriyetin ilk dönemlerinde nüfusun okuma yazma oranı.
1927'de yapılan Cumhuriyetin ilk sayımına göre toplam nüfus 13,6 milyon. Bunun ancak ortalama %8'i okuma yazma biliyor.
Sayfa 1 - Literatür Yayınları - Fakir BaykurtKitabı okudu