İnsan yaşayışı tanrının ne garip bir cilvesidir. İnsan duyguları değişen olaylarla nasıl gizli, bambaşka bir akış kazanıyor. Bugün sevdiğimizden yarın tiksiniyoruz, bugün aradığımızdan yarın kaçıyoruz, bugün istediğimizden yarın korkuyoruz.
Kitabı satın alma sebebim kitabın Leonardo da Vinci hakkında olması ve rönesans dönemine olan hayranlığımdı, beklentim de bu yöndeydi. Fakat okumaya başladıktan sonra kitabın yazarı Leo Perutz beni haksız çıkarttı diyebilirim. Yazarın bilgi birikiminin küçümsenemeyecek kadar fazla olduğu kitabın daha ilk sayfalarından itibaren anlaşılıyor. Resim sanatı hakkında verdiği bilgilerin yanı sıra teoloji alanında da yazarın usta olduğu söylenebilir. Kitap Yahuda'nın öyküsü üzerine kurulu ve kitabın baş karakteri Behaim (kitapta açıkça bahsedilmesede) *spoiler* Yahuda'nın en büyük günahının işliyor, yani sevdiğinden sırf sevdiğini fark ettiği için vazgeçiyor ve şüphe duyuyor.
Açgözlülük, kibir ve egonun bünyeye zararını kitabı okurken hücrelerinizde hissediyorsunuz, şahsen ben kitabın sonunda hissettim...
Aynı zamanda yazarın da notunda belirttiği gibi Mancino'nun tamda kitabın geçtiği yıllarda ortadan kaybolan fransız şair François Villon'a benzetilmesi çok hoşuma gitti. Kitap bunun gibi göndermelerle dolu...
Not: Kitabı okumadan önce Yahuda'nın hikayesini okumanızı tavsiye ederim.
Leonardo'nun Yahuda'sıLeo Perutz · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20182,378 okunma