Hayır, hayır... Sonuna kadar oturacağım burada. Siz, kalkıp gitmemi bekliyorsunuz, değil mi? Ama gitmeyeceğim. Burada oturarak size en ufak bir değer bile vermediğimi göstereceğim. Burası bir lokanta ve ben de yediklerimin karşılığını veriyorum. Sizleri, satranç oyunundaki piyon olarak görüyorum, üstelik oyun dışı bırakılmış piyonlar. Bu nedenle canımın istediği kadar içeceğim. Bana kimse karışamaz... İstersem şarkı da söylerim... Bu, benim hakkım... Hımm..." şeklinde düşüncelerim devam ediyordu
Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
«Yanılıyor olmalısın Atticus...»
«Neden?»
«Herkes senin yanıldığını düşünüyor.»
«Düşünebilirler. Saygı göstermek gerekir ama başkaları ile yaşayabilmeden önce kendimle yaşamayı bilmeliyim. Çoğunluğun sesi doğrudur kuralının dışında yalnızca vicdan kalır.»
Hiç değilse insan, bu iki kere ikiden daima ürkmüştür; ben hala ürküyorum. İnsan bütün ömrünü iki kere iki peşinde geçirir, bu uğurda denizler aşar, hayatını harcar, fakat yemin ederim, arayıp gerçekten elde etmekten korkar. Çünkü onu bulur bulmaz artık erişecek şeyi kalmayacağını bilmektedir. İşçiler işlerini tamamladıktan sonra, hiç olmazsa aldıkları parayla meyhaneye gider, oradan karakola düşerler; işte size en aşağıdan bir haftalık meşgale. Fakat bizler nereye gideriz? Onun için gayeye her yaklaşmada bir huzursuzluk hissedilir. İnsan gayeye ulaşmak için çalışmayı sever, fakat ulaşmayı pek istemez; bu hal hiç şüphesiz çok gülünçtür.
Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken, seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?
“Seninle baban ve efendin (eğer bir efendin varsa) arasında eşitlik yokken, onun sana yaptığını sen de ona yapmak, küfre küfür, yumruğa yumruk ya da buna benzer bir şeyle karşılık vermek hakkına sahip değilken, yurduna ve yasalara karşı bu hakka sahip mi olacaksın?”