"Mektuplar, kağıttan başka bir şey değil" dedim. " Yakılsalar bile, yürekte kalması gereken kalır; yakılmayıp saklansalar bile, uçup gitmesi gereken uçup gider."
Bazen onunla konuşurken hep olduğum yerde dönüp dolaşıyormuşum hissine kapılıyorum. Onu sürekli yukarıya çeken şey beni bir çember içinde döndürüp duruyor. Kendimi öyle boş hissettiriyor ki!
Ne arıyordum? Ve insanlar benden ne bekliyorlardı? Ama yanıtları asla bulamıyordum. Ara sıra elimi havada asılı ışık parçacıklarına uzatırdım, ama parmaklarım hiçbir şeye dokunamazdı.
Bilmiyorum, bazen yüreğimde sert bir kabuk olduğunu düşünüyorum. Hiçbir şey o kabuğun içine giremiyor sanki. Birini gerçekten sevebileceğimden şüphe duyuyorum.