bir daha yaşanmayacak olmasından daha acıtıcı olan şey, üzerinden geçen zamandır. "bir zamanlar güzeldi" dedirtir, alır götürür neşeni. boynunu eğdirir, bahar güneşinde çöktürür bulutların en karasını...
sen kazandın ama o haklıydı. o sevdi, o acı çekti. gerçek olan senin mutluluğun değil, onun çilesiydi. diz kıran yük onun omzunaydı, seninkisi basit bir zaferdi.
inanç ve vicdan insana dayanma gücü veren duygulardır. yeryüzündeki haramzadelerin hırsı karşısında ahiret inancı ve bizi "madem onlar böyle kötü, biz de bundan sonra böyle kötü olacağız" demekten alıkoyan vicdan olmasa kötü olmak için bir engel kalmayacaktı.
karşıdakini sıkarak istem dışı bir ilginin odağı olmaya çalışmak, dikkatin kendisinde olmasını istemek, gerçek bir egoistlik ve kendini büyük görme örneğidir. böyle kişiler, bu samimiyetsiz ve gönül dışı ilgiye maruziyetleri devam ettikçe başkalarına tepeden bakar, kendilerini bambaşka bir konuma oturtur. ve bunlar insanları sınıflandırıp kendilerini memnun ettikleri bir sosyete sınıfı oluştururlar, aşağılık gördükleri diğer sınıflara cahil muamelesi yaparlar.
✍️
gömülür bir gün toprağa
bedeninle beraber o aşk, o ihtirasların
baki olan Yaradandır, fânilik beşerî
ne mutlu o naçize ki
sırrına ermiş gaye-i fıtratın
"benim bir bağımı kestiler Bayram arkadaş!" diye sık sık anlatıyor. ... "bizim Navrum'da düşmanlık zanaatı çok ilerledi Bayram arkadaş! ... ağlaya ağlaya ayrılıp buraya geldik en sonu. şimdi rahatımız iyi. ... kızları okula verdim. şimdi bir deli oğlan büyüyor, onu da vereceğim. kurtulsunlar köylülükten Bayram arkadaş! ... şayet param yetmezse, tarlaları elden çıkaracağım! üç tane filinta çocuk! ... çantalar ellerinde. gözleri ateşböcekleri gibi ıldır ıldır yanıyor. ... köy cehennem! dahi cennet olsa gözümde yok! tümünü tapulasalar dönmem geri!..."