Onu da öyle kabul edelim bunu da böyle kabul edelim herkes istediği gibi davransın ama biz yine her şeyi kabul edelim. Kimse kimsenin görgüsüzlüğünü, saygısızlığını, lafını tartmadan konuşmasını tolere etmek zorunda değil.
Her acı görünür olmak zorunda değildir. Her yaraya bir bant yapıştırılmaz. Dışarıdan görünmüyor diye yara yok değildir, acımıyor değildir, acıyordur...
Bazı hislerin anlatılır yanı yoktur. İnsanın içinde yaşayarak ayağa kalkmayı öğrenmesi gerekir. Bazı zorlukları atlatabilmen için düşmen, değişmen gerekir. Belki de senin acı çekmeni sağlayan olay büyümen içindir. Her sınanış güzel olgunluk katar insana, kendiyle mücadelesinde.
Öyle bir dönem vardır ki yemek yerken miden bulanır nefes alırken ciğerlerin acır, düşünceler başını ağrıtır, geceleri uyuyabilmek için yalvarırsın, sabahları uyanmak istemezsin. Durup dururken ağlamaya başlarsın ve yavaş yavaş tükenirsin...
Mazide kalmış izler nasıl bulunur yeniden. Nasıl devam edersiniz artık yüreğinizde geri dönüşü olmadığını anlamaya başlayınca. Zamanın merhem olamayacağı yaralar vardır. Hele bazısı çok derindir ve iz kalır.