Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

M. G.

Neticede burası büyük bir tımarhane ve benim gücüm kimseyi iyileştirmeye yetmez.
Reklam
Bir insana hiç hakaret etmeden yıpratmanın en iyi yolu nedir biliyor musun Ömer? Onu görmezden gelmek, yok saymak. Ağlasa da, gülse de, düşse de, göklere de çıksa kılını kıpırdatmamak. İşte İstanbul bana bunu yapıyor. Soluk bir gölge gibi dolaşıyorum insanların arasında.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Onun yanında mutlu olduğum için, ilk güzel şeyler geliyor aklıma.
Bazı ağaçlar ormancıların deyimiyle sosyal, bazıları ise anti-sosyaldir: Kayın ve gürgen yalnızlıktan pek hoşlanmayıp kendi türleri ile birlikte yaşamayı severlerken, yaban elması başka yaban elmalarının rekabetinden hiç hoşlanmaz ve kendi türünden uzakta olmayı tercih eder.
Reklam
Bu, Newton yasalarının temel gösterisidir: Her hareket eşit ve ters yönlü bir tepki doğurur.
Pascal Bruckner'in ifade ettiği gibi: "Gerçekten mutlu olup olmadığımızı asla tam olarak bilemeyiz; kendi kendine bu soruyu sormak bile, yanıtı berbat etmeye yeter."
., aşırı tüketim bize en azından şunu gösteriyor ki, daha fazla şeye sahip olmak bizi mutlu etmiyor.
Kişisel gelişim türündeki kitapların çoğu, önceki tüm kitapların fazlasıyla yüzeysel olduğunu ve mutluluğun gerçek anlamını ıskaladığını iddia eder. Hatta toplum bile mutluluğu yanlış anlamıştır. Gerçek mutluluğu dış dünyada, toplumun belirlediği kurallara uyarak bulamayız.
Yüzlerindeki gülümseme sahteydi belki, ama olsun. İşe yaradığı sürece bunun bir önemi yoktu. İmajın böylesine önemli rol oynadığı bir çağda, neyin gerçek neyin sahte olduğunu anlamaya zaten kimin vakti var ki.
Reklam
Bu beden saplantısının bir yönü de, yediğimiz şeylere gösterdiğimiz büyük ilgidir. Nitekim yemek yemek, tat alma duyusu yoluyla kısa hazlar yaşamakla sınırlı kalmayan paranoyak bir etkinliğe dönüşmüş durumda.
Sağlıklı yaşam, kendimizi iyi hissetmekle ilgili genel bir fikir olmaktan çıkıp, doğru ve düzgün bir şekilde yaşamak için yapmaya mecbur olduğumuz bir şeye dönüştüğünde, yeni bir anlam edinir. Yaşam tarzımızı yeniden şekillendiren, yerine getirilmesi imkânsız bir buyruğa dönüşür. Saplantılı bir şekilde sağlıklı bir yaşam peşinde koşturmak ve bu arada kendimizi geliştirmenin sürekli yeni yollarını bulmaya çalışmak, yaşamaya fırsat bırakmaz.
"Keyif alma emrinin kendisi," diyor Žižek, "keyif almayı imkânsız kılar; öyle ki, çelişkili bir şekilde, kişi süperegonun emrine ne kadar itaat ederse, kendini o kadar suçlu hisseder."
Günümüzde sağlıklı yaşam, bize bıkıp usanmadan sürekli hatırlatılan ahlaki bir talep halini aldı.
Sarsılmış da olsa, kitaplardan oluşan dünyasına geri dönmekten başka çaresi yoktu.
Sayfa 105Kitabı okudu
441 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.