“Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni”
Alkolün ve sigaranın
insan vücuduna bin türlü zararlı olduğu
binlerce araştırmacı tarafından
binlerce kere yazılıp, çizildi
ve ispatlandı.
ama
bir sürüngen gibi acı çekmenin,
acılardan zevk ve güç almanın
ruhu daya büyük acı zevklerine çekmesi
ve bedendeki izleri dışında
ne zararı olduğu pek de söylenmedi.
ya da belki söylendi de
bi duymadık?
O zaman buradan
Sevgili sapkın Marquise de Sade'a
bol bol selam olsun!
(Mayıs 2007)
Ömer Dalman
𝔖𝔬𝔫
Bedenim tek başına oldukça kalabalık bu yerde,
Ruhumun izlerini taşıyor bir başına, kaldırabildiğini müddetçe.
Sonlar fazla birikti düşüncelerin en berbatı yerde.
Ruhum söylemedikçe cehennem iyi gözükmek, iyi düşünmedikçe.
Tanrısal bir süreç..
Zaman kısıtlı ruhun tek diyarı, ölümün gerçekleşmeyeceği bir yer
Kokuların en zarif, karanlığın en zifiri olduğu yer,
Bir bakımdan duyguların sessiz çığlık attığı bir yer,
Tanımlayamadığım bir kaybedişliğin umursanmadığı bir yer,
Hayal kurmanın satın alınamayacağı ateşlerin kutsal saydığı günahlar,
Ateşin varlığının nedeni olan korkunç çaresizlik yüzünden karaladığım sayfalar.
Kötü gördüler, kötülükten oldukça uzak olan ruhumu,
Sanatsallığın için de sanatın gücüyle tanrıyla çözemem aramdaki bu kutsal sorunu.
Görünüm yüzünden denemeyi bırakıyorum, Bazı ruhlar ait olduğu yerden kaçamaz.
Kabullenmek dünyadan uzaklaştırsa bile dünyamın karanlığını o ışıktan alamaz.
Sonların sanıları küçücük beyinlerini yok edebilir.
Ama ben tanrım üzgünüm kazanmak zorunda değilim ama karanlıkta yaşar nefes alabilirim.