Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seda

Seda
@ZSeda
Bir ses: -Her şeydir kitap- diyor.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Öğretmen ( TDE )
Lisans
270 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
Sıklıkla ne istediğimizin bilincinde değilizdir.
Karşımızdaki ile nasıl diyalog kuracağımızı bilmeden konuşuruz. Varlıklarını ve zamanlarını "çöp tenekesi" gibi kullanarak sözlerimizi savurup dururuz.
Sayfa 92 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
Reklam
Bir şey rica ederken olumlu dil kullanalım.
Her şeyden önce, istemediklerimizi değil istediklerimizi dile getirmekte yarar var.
Sayfa 87 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
Kadınlar, başkalarının sorumluluğunu yüklenmenin, kendileri için en yüce görev olduğu doğrultusunda eğitildikleri için genellikle kendi ihtiyaçlarını görmezlikten gelmeyi öğrenirler.
Sayfa 73 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İhtiyaçlarımız karşılanmadığında otomatik olarak diğerlerinin hata ve kusurları üzerine düşünmeye alışığız. ... insanlar hatalarını birbirlerinin yüzüne vurmayı bırakıp da kendi ihtiyaçları üzerine konuşmaya başladıkları andan itibaren, herkesin ihtiyacını gözetecek çarelerin bulunma olanağı büyük ölçüde artıyor.
Sayfa 70 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
Ama değerlendirmeden gözlemlemek...
GÖZLEMLEYİN!!! Hemen hemen hiçbir şey bunun kadar önemli, bunun kadar kutsal değildir. -Frederick Buechner, Vaiz
Sayfa 41 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
Reklam
Hayata yabancılaştıran iletişim şekillerinden biri, bizim değerlerimizle örtüşmeyen davranışlarda bulunan insanları, yaptıklarının yanlış veya kötü olduğunu ima eden ahlakçı yargılar ile değerlendirmektir. Bu iletişimin bir başka şekli de karşılaştırma yapmaktır. Bu hem kendimize hem de diğer insanlara şefkatli davranmamızı engeller.
Sayfa 40 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
Duygularımızın ve ihtiyaçlarımızın farkında olduğumuzda, biz insanlar artık "iyi köleler ve emir kulları" olamayız.
Sayfa 40 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
Birçoğumuz, bizi ne hissettiğimizin ve neye ihtiyaç duyduğumuzun farkında olmaya yönlendiren bir dille değil de aksine etiketlemeye, karşılaştırmaya, talep etmeye ve yargılamaya yönlendiren bir dille büyüdük.
Sayfa 39 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
Uzun zamandır düşünüyorum da eğer bir gün imha tekniklerinin giderek etkinleşmesi, hepimizin dünyadan silinip yok olmasına neden olursa bunun asıl sorumlusu ne zulüm ne zulmün ortaya çıkardığı öfke ne de sebep olduğu misilleme ya da intikam duyguları olacaktır. Asıl sorumlu, modern insanın tepkisizliği, sorumsuzluğu ve her talimatı büyük bir itaatle kabullenmesi olacaktır. Bugüne kadar gördüğümüz ve gelecekte daha da fazla göreceğimiz vahşet, dünyada isyancıların, asilerin ve ehlileştirilemeyecek insanların sayısının arttığının değil; tam aksine itaatkar, tepkisiz, uysal insanların sayısının arttığının göstergesidir.
Sayfa 38 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
Eğer okuyucular hayatı kendileri için dayanılmaz hale getirmeyi gerçekten istiyorlarsa kendilerini başkaları ile karşılaştırmayı öğrenebilirler. *** Karşılaştırma yaptıkça kendimizi daha mutsuz hissetmeye başlarız.
Sayfa 35 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
Reklam
İnsanları sınıflandırmak ve yargılamak şiddeti körükler.
Sayfa 34 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
Ahlakçı yargılamalar, değer yargılarımıza uymayan insanlar ve davranışlarla ilgili vardığımız hükümlerdir. Örneğin, "Şiddet kötüdür. İnsanları öldürenler kötüdür." gibi. Eğer şefkatimizi ifade etmeyi sağlayan bir dil ile yetiştirilmiş olsaydık, ihtiyaçlarımız ve değerlerimiz karşılanmadığında yanlışlığı ima etmek yerine, ihtiyaç ve değerlerimizi ima ederek değil, doğrudan ifade edebilmeyi öğrenmiş olurduk. Örneğin, "Şiddet kötüdür." yerine "Anlaşmazlıkları çözmek için şiddete başvurulması beni korkutuyor; insanlar arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için başka yollar kullanılmasını değerli buluyorum." diyebilirdik.
Sayfa 33 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
Başkaları hakkındaki analizlerimizin aslında kendi değerlerimizin ve ihtiyaçlarımızın trajik birer ifadesi olduğuna inanıyorum. Trajik diyorum, çünkü değerlerimizi ve ihtiyaçlarımızı ifade ettiğimizde, davranışlarını önemsediğimiz insanların değerlerimiz ve ihtiyaçlarımıza karşı savunmaya geçmesine ve direnç göstermesine neden oluruz.
Sayfa 32 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
Hayata yabancılaştıran iletişim şekillerinden biri, bizim değerlerimizle örtüşmeyen davranışlarda bulunan insanları, yaptıklarının yanlış veya kötü olduğunu ima eden ahlakçı yargılarla değerlendirmektir. Bu tür yargılamalar dile şöyle yansır: "Senin sorunun çok bencil olman", "O çok tembel"... Suçlama, hakaret, küçük düşürme, etiketleme, eleştirme, karşılaştırma ve teşhis koyma... Bunların hepsi yargılamanın çeşitleridir. Mevlana şöyle yazmış: "Doğru ile yanlışın ötesinde bir yer var. Orada buluşalım." Hayata yabancılaştıran iletişim ise bizi “doğruluk ve yanlışlıkla" ilgili bir düşünce dünyasına, yani yargılar dünyasına hapseder.
Sayfa 31 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
***Şiddetsiz İletişimin dört öğesi: 1. Gözlem 2. Duygu 3. İhtiyaçlar 4. İstek/rica
Sayfa 22 - Remzi Kitabevi.//9.BasımKitabı okudu
1.540 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.