Mesafenin önemi yoktur.
Burnunun dibinde olsa ne olacak?
Ama birisi vardır ki dünyanın öbür ucunda...
En ihtiyaç duyduğun anda,
İki satırıyla bile olsa,
Bir çırpıda yanı başında...
Mesafe uzaklıklarda değil,
Mesafe fedakarlıktır...
“Ben hep mutluyum, neden biliyor musun?
Çünkü hiç kimseden bir şey beklemiyorum.
Beklenti her zaman zarar verir.
Hayat kısa, bu yüzden hayatını sev ve mutlu ol.
Gülümsemeyi sakın bırakma!
Kendin için yaşa ve konuşmadan önce dinle.
Yazmadan önce düşün.
Harcamadan önce kazan.
Dua etmeden önce inan.
Vazgeçmeden önce dene.
Nefret etmeden önce sev.
Ölmeden önce yaşa.”
Benim gerçekten sevdiğim insanlar azdır, beğendiklerim ise büsbütün az. Dünyayı görüp tanıdıkça hoşnutsuzluğum artıyor. İnsanların iç yüzünün nasıl hiç göründüğü gibi çıkmadığını; iyi ya da akıllı gibi görünenlere bile nasıl hiç güven olmadığını her gün daha açıkça anlıyorum.