Yazarın diğer kitaplarına kıyasla bu eseri daha çok bana hitap ediyor. Kişinin kendine dönüşü daha çok işlendiği için olsa gerek.
Belli başlı kırılma noktalarımız oluyor yaşadığımız bu hayatta, kimi zaman bir kayıp kimi zaman bir farkındalık kimi zaman da bir pişmanlık... Sonuç itibariyle üzülürüz, kırılırız,içimize kapanırız,kendimize döneriz aslında hem kendimizi daha iyi tanırız hem de yabancılaşırız bir o kadar bunun sebebi de iç sesimizi uzun zaman sonra dinliyor oluşumuzdur karmaşanın içinde yalnızlığımızla başbaşa kalışımızdır. Kitapta da bir yolculuğa çıkıyor kahramanımız bunu yaşıyor ve kendini buluyor bu yolculukta farkındalık kazanıyor.
Çok uzaklara gidemesek de kahramanımız gibi bulunduğumuz muhitte bir yürüyüş bile bize iyi gelcektir böylesi bir durumda. Bu hengame gibi gelen yaşantımıza bakinca kimi zaman kendimizi neden bunlari ben yaşadım sorgulaması içinde buluruz ya hani , üzerinden zaman geçtikçe olmasi gereken buydu diyebiliyor muyuz ? Şimdi düşünüce duyguların sıcaklığı ile sadece hislere odaklanabiliyoruz ama bence zaman öğretiyor kabul ettiriyor. Her yaşantının daha sonra olacaklara birer hazırlık olduğunu idrak ettiriyor...
Kitabı okurken en çok hoşuma giden kısım her sayfada altını çizmeye değecek anlam itibariyle değerli cümleler oluşu aynı zamanda sorgulatması bu cümlelerin.Okumanızı tavsiye ederim:)