Biliyorsun
Hala birine aşık olabilirim
Sana hiç benzemeyen çocuklarım olur
Adının hic anılmadığı bi hayat kurarım
Hayalimdeki yüzünü eskitir zaman . . .
Biliyorsun
Herkes bi yolunu bulup tamamlanir aslında
Herkes unutur
Adını yazmadım senden sonra,
yangınından kaçırıp gözlerimi
resmine hiç bakmadım.
takvimler şaşırdı senden sonra
büyümedi hiç bir umut
ben de büyümedim gittiğinden beri
bak bıraktığın yaştayım hala
yine de hayatın uzağındayım artık
ve bir hayat uzağındayım.
Ondandır küreklerine hiç asılmadım hayatın
bir dalga beni atar diye kıyılarına.
Hüzünler biriktirir,
gizli gizli ağlarım.
Hayat beni -ağ-lar...
Hayat beni bağlar baba
Hayat beni avlar.....korkarım....bak bıraktığın yaştayım hala
yol yordam acemisi
saklanır yastığıma
gelemezdim ardından
çocuktum... o yolları bilmezdim..🍂
Giden geri dönmüyorsa, sen başkasına gideceksin.
Beklemek artık çok geç değil mi?
Gidenleri çok beklemedik mi sence?
Ben en çok gidince mutlu oluyorlar mı çok merak ediyorum..
İnsan, iyi hisettiği bir insandan gider mi hiç, Gitmez..
Ben gidemem, öylece otursun yanımda, tek kelime dahi etmesin, küs dahi olalım kırgın da ama dursun hiç bir yere kımıldamasın isterim.. Ama giden dönmüyorsa, ne yapacağım?
Bir pencerenin önüne oturup, sonsuza dek öylece bekleyeyim mi?
Size bir sır vereyim mi?
Ben çok bekledim, o kadar çok ki... artık giden hiç kimse'de zerrem kalmaz oldu.
Tüm dünya yanıyor deselerdi, o pencerenin önümden kalkamam derdim...
Ama beklemek, çare değil olmadığının farkına çok uzun zaman önce vardım.
Beklemek, kendini kül etmek, kendine zarar vermek dışında birşey değil..
Demem o ki ; insan beklemeyi bırakmak gerek.. kim nereye göreyse orda kalır.
Ve herkes hakettiğini yaşar, bırakın kim nereye layıksa orda kalsın... 🌙
Zorlayıcı koşullar güçlü insanları, güçlü insanlar kolay koşulları yaratır. Kolay koşullar zayıf insanları, zayıf insanlar zorlayıcı koşulları yaratır. Savaşçı olmak gidip bir yerleri tarumar etmek değil kendi içindeki karanlığa korkusuzca yürüyebilmektir..
Çekinme eskici, içeri buyur
Burada bir aşkın ateşi uyur
Baktıkça içimin yangını büyür
İşte şu odada baş başa kaldık
Şu ahşap masayı birlikte aldık
Onun, şu gördüğün kadife koltuk
Bilsen şu camları örten perdeler
Neler gizlediler, neler gördüler
Konuşabilseler neler derdiler
Burada ne varsa hepsi senindir
İlk önce duvardan tabloyu indir
Hiç sorma resmini gördüğün kimdir
Hepsinde yaşayan bin bir anı var
Hepsinin bir şeyler söyler yanı var
Al götür hepsini sırdaşlarımın
Kurusun kaynağı göz yaşlarımın
Al götür eskici ne resmi kalsın
Ne yüzü, ne izi, ne ismi kalsın
Onsuzda gülmeye değer bu dünya
Onsuzda görmeye değer her rüya..
- Sevmek dokunmaktır gibi gelir bana
.
-Bize Kimse Dokunmadı. Ne annem ne babam. Ha annem dokundu, en çok bizi döverken dokdundu. Onda da zaten pek elini kullanmaz, bazen oklavayla bazen süpürgeyle döverdi bizi. Hiç acımazdı döverken.
Doktor olmak zor iş. Hiçbir zaman kişisel bir sorununuz olmayacak, asla hasta olmayacaksınız. Otuz dokuz derece ateşle bu masada oturduğumu çok iyi bilirim.