Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Raşit ÖZCAN

Gülüyorsun ve inanmak istemiyorsun. İnsanların bazan ne kadar budala ve aşağılık olduklarını bilmiyor gibisin be Nurullah!
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Sen sevgiline ne verebilirsin sanki? Kalbini mi? Pekâlâ ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o? Atma be adaşım, kaç kalbin var senin? Hem biliyor musun, bu aptalca bir laftır. Kalbin olduğu yerde duruyor ve sen onu filana veya falana vermiyorsun. Göğsünü yararak o eti oradan çıkarır ve sevgilinin önüne atarsan o zaman kalbini vermiş olursun.
Her bulamayışımda, muhakkak gelecek sefere gelir, diyordum. Onun nazarında bu kadar hiç olacağımı tahayyül edemiyordum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İşte karşı karşıyasın. Haydi bakalım. Söyle söyleyeceğini. De diyeceğini. Dinler de. Tatlı tatlı dinler de. Sevgiden söz aç. Ne çıkar; o seni anlarsa değil, sen onu anlarsan bir şeyler olacak.
Sayfa 116Kitabı okudu
Nereden gelirse gelsin dağlardan, kuşlardan, denizden, hayvandan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin! Bir hişt hişt sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler, insanoğulları... -Hişt hişt.
Reklam
Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor.
Gül, sevin arkadaş. Şu ağzımızdan çıkan dumanlara bak! Nasıl uçuyorlar. Yaşıyorsun efendi. Pırıl pırıl, tane tane, ıslak ıslak. Cam cam, billur billur, fanus fanus, çeşmi bülbüller gibi yaşıyorsun dostum.
Birazdan yağmur dinecek, doğada her şey tazelenecek, derin derin soluk alıp verecek...Fırtına beni tazelemeyecek sadece. Gece gündüz yaşamımın geri dönmemecesine yok olup gittiği düşüncesi boğuyor beni. Geçmiş diye bir şey yok benim için. Aptalca, boş şeylerle harcanıp tüketildi çünkü. Şimdiki zaman, saçmalığıyla korkunç. İşte size benim yaşamım ve aşkım. Ne işe yararlar, ne yapayım onları? Size olan duygularım boş yere harcanıp gidiyor, bir çukura düşen gün ışığı gibi. Kendim de harcanıp gidiyorum.
Yaşlanınca çocuklaşır insan, kendisine acınsın ister, gel gör ki yaşlılara kimsenin acıdığı yok.
》Korkmuyor musun? 》Benim de istediğim bu. Korkudan ürpermenin ne demek olduğunu yeniden bilmek istiyorum. 》Öyle bir masal vardı; okumuş muydun? 》Pek hatırlamıyorum. Belki bir gün bir kitap geçmiştir elime. Sustuk.
Sayfa 40
Reklam
Boston, yalnız yapayalnız devam etti yoluna. Gölün maviliği yavaş yavaş, büyüye büyüye yaklaşıyordu. Onun sularında erimek, yok olup gitmek istiyordu şimdi. Yaşamak arzusu doğup doğup ölüyordu içinde. Tıpkı şahlanan, sonra düşen, kendi köpükleri arasından tekrar yüzeye çıkan dalgalar gibi...
Sayfa 384Kitabı okudu
Rüzgârın, görünmeyen bir saban demiri gibi suyun üzerinde oluşturduğu muntazam çizgiler üzerinde koşuşan köpüklü dalgalara bakacak, ağlayacak, bu dalgalara karışıp yok olmak isteyecekti.
Sayfa 346Kitabı okudu
Aşk, her canlı için bir ruh ihtilâlidir! Çünkü onun yaktığı her şey, aynı zamanda bir rönesans, bir yeniden doğuştur!
Sayfa 236Kitabı okudu
İnsan için en güç olan, her gün insan olarak kalmasıdır.
Sayfa 189Kitabı okudu
Geri116
255 öğeden 241 ile 255 arasındakiler gösteriliyor.