Dünyanın cehalet ve barbarlığın uçurumuna yuvarlanmak üzere olduğunu gösteren kesin belirtiler vardır. Medeniyetin can çekiştiğine şahit olmak bizim kaderimizmiş. Zekanın, bilimin ve erdemin verdikleri bütün zevklerden, bize kala kala sadece kendi kendimizi ölürken seyretmek...
Bazen, insanları hak yoluna getireyim derken, onları büsbütün günaha sevk etmek de mümkündür. İşte bundan dolayı, gerçeğe ulaşan kimseler, onu başkalarına da aktarmaya çalışırken çok dikkatli hareket etmelidirler.
"İnsanlar, dedim, bir nimet sandıkları şeyden yoksun kaldıkları için üzülürler yahut da bunu elde edince tekrar kaybedecekler diye hayıflanırlar veya kötü sandıkları bir şeye katlanmak zorunda kaldıklarından ötürü azap çekerler. Bu çeşit inançları yeryüzünden kaldırınız, bütün acıların yok olacağını göreceksiniz. "
İyi ve kötü yaşantı diye bir şey yoktur. Hiç bir şey aslında ne dürüsttür,ne utanç verici, ne adaletlidir, ne adaletsiz, ne iyidir, ne de kötü. Tuz nasıl yemeklere tat veriyorsa, eşyaya niteliklerini veren de insanların düşünceleridir.
Tanık olduğum acıları, vahşeti, yıkımı, travmaları, utancı, çaresizliği uzun uzun anlatabilirim size. Birazcık insanlığınız varsa sarsılırsınız. Fakat ben size aşkı anlatmak istiyorum çünkü bir yerde aşk varsa orada umut da vardır.