Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Merve Dülek
Merve Dülek
@_maybeinanotherlife_
Kitaplardan başını kaldırma çocuk,
dünya kötü bir yer...
Öğrenci
48 okur puanı
Mart 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Klasik bir Orhan Pamuk romanı diye başlamak isterdim ama maalesef:) okuduğum ilk Orhan Pamuk kitabı, Kırmızı Saçlı Kadın. Son da olmayacak. Çünkü yazar, diğerlerine göre çok tanınmayan bu eserinde bile gerek kurgusuyla gerek üslubuyla beni kitabın başına kilitleyebiliyorsa diğer eserlerini düşünemiyorum bile.
Kitabın içeriğine gelecek olursak, kitapta genel anlamıyla baba oğul ilişkileri ön plandaydı. Hatta kitabın bir sloganı olsa muhtemelen "Bir babaya sahip olmak ya da olmamak" falan olurdu. Baba kavramı dediğimizde yazarın bir aile üzerinden öğüt vermesini bekleriz belki-çünkü ben böyle düşünüp başlamıştım kitaba-ama yazar bunu daha çok efsaneler yoluyla aktarmayı tercih etmiş. Bu efsaneler başlıca Sophokles'in Kral Oidipus'u ve Firdevsî'nin Rüstem ve Sührab'ıydı.
Rüstem ve Sührab'ı çok bilmem ama Kral Oidipus'u daha önce araştırma fırsatım olmuştu. Bu nedenle de az çok bilgi sahibiyim. Ama yazar efsaneleri o kadar farklı yönleriyle ele almış ki 'bu böyle miydi ya' dediğim çok oldu.
Kitapta baba oğul ilişkileri yanı sıra ahlak ve sistem eleştirilerine de sık sık rastladım. Ama bu eleştiriler de okuyucuyu sıkacak ve kurgudan alıkoyacak derecede değildi. Bu yönüyle de yazarın üslubuna hayran kaldım diyebilirim.
Dediğim gibi okuduğum son Orhan Pamuk kitabı olmayacak.
Herkese iyi okumalar:)
Bilimin zaferi vatanımın yenilgisiydi...
İkinci atom bombasının atıldığı Nagasaki şehrinin bombadan önceki, bomba atıldığı anki ve bombadan sonraki halini, o anlara bizzat şahit olan radyolog ve yazar Takaşi Nagai'nin ağzından okuyoruz.
Tarihin önemli olaylarını ansiklopedilerden okumak yerine roman tarzında okumayı daha çok sevdiğim, yazarımız da gereksiz ayrıntılara değinip bizi sıkmadığı için merakla ve soluksuz okuduğum bir kitaptı.
Kitabın içeriğinde atom bombası hakkında bir radyoloğun ağzından fazlasıyla bilgi okudum ancak kitapta beni etkileyen bunlar değildi. Bu bilgiler kısa bir Google araştırmasıyla bile elde edilebilir.
Kitabı okurken ağzımı açık bırakan bir durum var ki o da Japon halkının bu felaket karşısındaki tavrıydı: yüzbinlerce insanın ölümünden sonra bile intikam almak yerine barış yolları aramaları, isyan çıkarmak yerine kendi inançlarıyla kendilerine hakim olmaları, toz olmuş bir şehri birlik ve beraberlikle yeniden inşa etmeleri vs. Gerçekten de okumaya değerdi. Okuduğum her olayda, her karakterin tavrında istemsizce kendi milletimle kıyaslarken buldum kendimi. Ve anladım ki bunun için kırk fırın ekmek yemek de yetmeyecek bize. Bilimsel yönümüzle de ahlaki yönümüzle de Japonlardan öğrenecek daha çok şeyimiz var.
Herkese iyi okumalar :)
"Atatürk'ün tavsiye ettiği kitap"
Eminim bir çoğumuz kitabı bu şekilde tanıdı ve ya okudu. Ben de tüm önyargılarımı bir kenara bırakıp başladım kitaba.
Kitap genel olarak Finlandiya'nın kuruluşunu ele almış. Ama kitabın, kendisini sıradan bir ansiklopedi ya da tarih kitabından ayıran bir kaç özelliği var. Bunlardan biri (beni en çok etkileyen) bir çok alanı harmanlayıp okuyucuyu kitap başına kilitlemesi. Daha açıklayıcı olmak gerekirse: Kitap, Finlandiya'nın kuruluşunu, bir devletin nasıl kurulması gerektiğini, bunda kimlerin rol aldığını anlatırken; din, felsefe, siyaset gibi alanları bir arada ölçülü bir şekilde kullanması şeklinde belirtebilirim.
Atatürk bu kitapta ne buldu, diye soracak olursanız kendi tahminimi kısaca anlatayım:
"Beyaz Zambaklar Ülkesinde" yazar, bir devletin nasıl kurulacağının yanında nasıl kurulamayacağını da ele almış. Ve "kurulamayacağı" kısmı anlatırken ki paragraflarda maalesef günümüz Türkiyesi'ni çokça gördüm. Halkın yapısı, yöneticinin hangi şartlarda benimsendiği ve ya benimsenmediği, çalışma potansiyeli, düşünme şekli vs. Atatürk'ün ileri görüşlü olduğu zaten bilinen bir gerçek ama kendi milletinin ileriki halini görmüş gibi bu kitabı bir rehber niteliğinde tavsiye etmesi beni, ileri görüşlülüğüne bir tık daha ikna etti diyebilirim.
Son olarak ta kitabı elbette tavsiye ederim ama 'Atatürk tavsiye etmiş daha ne olsun' demekten de kendimi alamıyorum:)
Herkese iyi okumalar.
