Tarihi insan yazar ama ona hükmedemez... Binlerce yıllık insanlık tarihinden bahsediyoruz. Çoktan toprak olmuş, toprağa karışmış bedenlerden değil, onların tarihe bıraktıkları izlerden bahsediyoruz. Her birimiz kendi küçük dünyamızda bir tarih yazıyoruz aslında. Her birimiz, koskoca bir nehrin birer küçük damlası oluveriyoruz, nehri besliyoruz; tarih denen nehri... Bazılarımız daha fazla akıyor aynı nehre, başkaca bir kanaldan, bir yol bulup sürekli besliyor nehri. Onlar, sıradan hayatlarının çok dışında, büyük görevler, sorumluluklar ya da veballer ile akıyorlar nehre. Onlar bazen akışı de- ğiştiriyor bazen coşkuyu artırıyorlar. Hepimizin elbirliği ile yazdığı tarihe onlar, belki birkaç cüml fazladan ekliyorlar. Bazıları ise sayfalarca kelam konu oluyor. Onlar da tarih yazıyorlar ama onla da tarihe hükmedemiyorlar.
Muhabbet muhatap ister. İlahi aşk, muhabbetteki kud- rettir. Allah her şeyi muhabbetten yarattığını 'Gizli bir ha zineydim, bilinmek istedim' kutsi hadisiyle bildirmiş oldu- ğuna göre, aşk Allah'ta başlamıştır. O kendine âşık olduğu için kâinatı yaratmış, yani yarattığına âşık olmuştur. Bu yüzden, Allah bizi sever. Bu yüzden kul O'nun maşuku olur. Allah sevmeseydi bizi yaratmazdı. Bizim O'nu sevmemiz ise, sadece O'nun bize gelen kuvveti ve kudreti sayesindedir. Bu bakımdan seven O'dur, sevilen de O'dur, insan arada kalan bir perdedir.
Yeryüzü susmuşsa bil ki ölümün ötesine gitmiştir çöl yüreğin. Çiçekler yeşermez. Yağmaz gözyaşların. Suskunluk iflah olmaz bir kuraklıktır. Susuyorsak gölgelerden ürktüğümüzden değil aşka olan hürmetimizdendir. *
“Aşık olan da O’dur. Aşk olan da. Aşka cevap veren de...
Konuşan diller, susan kalbin helakidir. Ey sufi! Sen aşkın Haccına gel! Tavafı şehadet olan hacca. ”
"Allah 'Sadece beni sevin' demiyor, 'En çok beni sevin!" diyor. Ey âşık! Eğer Hakk'a ve hakikatine âşık olursan bil ki Hak ve hakikat de sana âşık olur. Aşkın Hak, Hakk'ın aşk olsun."
Düşüncelerinize dikkat etmeniz lazım. Çünkü düşünceler kelimelere dönüşür; kelimelerden fikirlere, fikirlerden fiilere, fiillerden alışkanlıklara, oradan da karaktere dönüşür. Karakterinize dikkat ediniz, alın yazınıza dönüşür.