Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

AdemYıldırım

Gerçek bir ilişki yaşamadan hiçbir zaman gerçek bir insan olamayız.
Sayfa 316
Reklam
Oysa şimdi, erkeklerle rekabete girerek erkek üstünlüğü mitini içselleştirmiş olduğunu ve böylece kendi kendisini inkar ettiğini fark ediyordu.
Sayfa 313
Ruhsal gelişimimizin yükü, sevgiye ihtiyaç duymamız, ama bu yüzden de sözde bir sevgiyle ilişkimizi koruyabilmek için kendimize özgü yaşayışı feda etmek zorunda kalmamızdadır.
Sayfa 302

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ruh hastalarının, ne kadar dilsiz ve dolaylı da olsa, kendi varoluşlarına tutunmaları uyum sağlamış olanları deli ediyor.
Sayfa 297
“İnsanlar hoşlarına gitmeyen her şeyi anlamak yerine siliyorlarsa, varlıklarını sürdüremezler.” Bir Aborjin kabile şefi
Sayfa 289
Reklam
Anlaşılan her şey insanın mutlaka hayatta kalmak istemesine göre düzenlenmiş, bundan bilinçli olarak hiçbir sevinç duymasa bile.
Sayfa 249 - 249
Anne babalar çoğunlukla yetişkin görünümlü çocuklardır; kendi anne babaları onlar çocukken onların ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldıkları için onlarda kendi çocuklarının ihtiyaçlarına cevap veremezler.
Sayfa 194
Bu adam kendi kendisini terk etmişti ve doyumsuz ilişkileri doyurucu ilişkilermiş gibi yaşıyordu.
Sayfa 176
İnsan kendisini değersiz hissettiği sürece ne başkalarını ne de kendisini gerçekten sevebilir.
Sayfa 163
Katil, alçalmış kendilik değerinden kaçmak, kendiliğini yitirmiş olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmamak için öldürür.
Sayfa 157
Reklam
İtaatin kapsadığı her aşağılamanın altında yatan potansiyel burada kendisini gösteriyor: Kendi içindeki kurbanı, cezalandırmak üzere kendi kendilik sınırlarının dışında aramak.
Sayfa 157
Eğer özenle kurulmuş korunma mekanizmaları yıkılır­sa, görmezlikten gelme stratejileri artık işlememeye başlar­sa, eğer tepedeki koruyucu ekonomik ve toplumsal çerçe­ve dağılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu için dayatıl­mış roller artık ödüllendirilmiyorsa, insan ancak o zaman tekrar kendisiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Sayfa 41
İ.S.374 yılında çocukların öldürülmesi ilk kez kanunen ceza kapsamına alındı. Ama ortaçağa kadar bebekler nehirlere, lağımlara, gübre yığınlarına atılmaya devam etti.
Sayfa 29
Hangi ölçüde olursa olsun acıyı inkar etme baskısı altında kaldığımızda kendi acımızı algılayamayacak duruma geliriz.. Ve aynı nedenle bir başkasına verilen acıyı da algılamak istemeyiz.
Sayfa 15
“En şaşırtıcı ve en gerçek olgular insandan insana iletilemez. Gündelik yaşamın en hakiki hasadı, sabahın ve akşamın renk tonları kadar ele gelmez ve anlatılmazdır.” Thoreau
Sayfa 248
4.586 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.