Ülkü Tuğçe Şimşeker
@aglak_matmazelll
Nevi şahsına münhasır...
MU - Political
İstanbul
İstanbul, 3 Nisan
65 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Peki, bundan seni kim sevecek? Sen yaşta olan bütün çocukların babaları var ama seninki olmayacak. Küçüğüm benim! Yılbaşlarından, bayram hediyelerinden, güzel oyuncaklardan, şekerlemelerden vazgeçebilecek misin?
Benim zavallı yetimim, nasıl başarabileceksin?
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Ölüler ölüdür; özellikle bunlar... Mezarlarına sıkı sıkı gömülmüşlerdir. Mezarlık, kimsenin kaçabileceği bir hapishane değildir. O halde onlardan niçin bu kadar korkuyorum ki?
Mezarın kapağı, içerden açılamaz ki.
Victor Hugo
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Deliliğin, insanı yaşattığı söylenir. Hiç olmazsa akıl acı çekmez, uyur ve bir ölü gibi yaşar.
Okur Takip Önerileri
Bütün insanlar, günü belirsiz bir infaza mahkumdurlar.
Victor Hugo
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Zaten bu yaşamda özlemini duyacağım, beni üzecek ne kaldı ki?
“İnsana sadâkat yaraşır görse de ikrâh
Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah”
Ziya Paşa
Bedenim bir hücredeki zincirlere bağlı; ruhum ise düşünceye esir bir halde.
Victor Hugo
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Özgürlük bir insanın sahip olduğu en büyük hazinedir. Başka birinin boyunduruğu altında olmamak, her kararınızı kendi hür iradenizle vermek, az da olsa onurlu bir şekilde kazandığınızı yemek çok değerli şeylerdir. Büyük İslam âlimi Sadi Şirazi'ninde bahsettiği gibi başkasının karşısında el pençe divan durup zengin olacağımıza, kendi ekmeğimizi yiyip, kendi ruhumuzun efendisi olmamız daha değerlidir.
Şeyh Sadi Şirazi
Eğer etrafınızda sadece sizin gibi düşünen, sizin tuttuğunuz takımı tutan, sizin verdiğiniz partiye oy veren ve sizin gibi eğlenen insanlar varsa bu bir başarı veya mutluluk sebebi olmamalıdır. Çünkü o zaman tek düze bir hayat sürersiniz. Farklı düşüncelere kendinizi kapatmışsınız demektir. Aynı şey kitaplar için de geçerlidir. Eğer sadece sizinle aynı düşüncede olan şeyler okuyorsanız, zaten bildiklerinizi tekrarlıyorsunuz demektir ve bu da aslında okumadığınızın göstergesidir.
Eğer bir yerde savaş oluyorsa bundan belli bir kesim değil, orada yaşayan herkes etkilenir. Buna karınca kadar küçük canlılar da dahildir. Bir savaş başlıyorsa onu bitirmenin tek yolu savaşmaktır. İşte bu yüzden yeryüzünde hiçbir zaman savaş başlamamalıdır. Yapılan her savaşta güçlüler kazanır, masumlar, çocuklar, gökteki kuşlar, yerdeki karıncalar zarar görür.
İnsan bir şeyi tam anlamıyla görebilmek için yüreğiyle bakmalıdır. Gözler sadece herkesin gördüğünü görür. Gerçekten özü görmek istiyorsanız, kalbinizle bakmalı ve hissetmelisiniz.
Merhamet ne güzel şeydir değil mi? En çirkin insanı güzel, en yoksulunu zengin eder. Allah tüm canlıların kalbine merhamet tohumlarını ekmiştir. Önemli olan hangimizin bu tohumları büyüttüğü, hangimizin su bile vermeden kurumasını izlemesidir. Halil Cibran, birine yardım ederken onun onurunu düşünerek el uzatan kişi, asıl merhametlidir diyor. Birine yapılan yardım onun gururunu incitecek ölçüdeyse, o insanda ne merhametten söz edilebilir ne vicdandan.
Halil Cibran
" Siz âhı çok hafife alıyorsunuz. Günü gelir öyle bir çıkar ki, zamanı geriye almak istersiniz. "
Bu dünyaya gelmek için hiç kimse bizim fikrimizi sormadı.Hiç kimse gelmek istiyor musun, burayı tanımak istiyor musun demedi.Hepimiz bizim isteğimizin dışında doğduk ve bir gün yine, kontrolümüz dışında ölüp gideceğiz. Ve hepimizin olmasını istediği hayalleri vardır. Bir de yaşamak zorunda olduğu hayatı… Olmasını istediğimiz ve olmak zorunda olduğumuz bir yerde sürüp gider ömür denilen kısıtlı zamanımız.
Emily Bronte’den nasihat değerinde müthiş bir söz. İnsanı insan yapan, yüzüne güzellik katan ve onu sevdiren tek şey kalbinin temizliğidir. Yoksa hepimiz aynıyız, etten ve kemikten oluşmuş bedenleriz. Bizi birbirimizden ayıran tek şey kalplerimizin özelliğidir. Eğer temiz ve güzel bir kalbiniz varsa, bu dışınıza yansır. Fakat kararmış, herkesin kötülüğünü isteyen, kıskanç biriyseniz, kalbinizin kötülüğü yine yüzünüze yansır. Ve dünyalar güzeli olsanız bile, kalbinizin karanlığı güzelliğinize gölge düşürecektir.
Emily Brontë