“Bu yüzden sanat icra ediyoruz, Helena,” dedi Greer. "Sanat hissetmek istemedigimiz şeylere karşı verdigimiz bir savaş.Renklerin, kelimelerin, seslerin ve şekillerin savaşı.Ve hepsi ya aşk uğruna öfkelidir ya da aşka öfkelidir."
“Bence hayat farklı yönlere uzanan bir dizi basamak taşı. Hangi yolu izlememiz gerektigi konusunda hicbir fikrimiz yok, bu yüzden düz bir çizgide yürümeye ve en büyük taşları takip etmeye meyilliyiz çünkü en kolayı bu. Tesadüflerse sapa bir yola ulastıran daha küçük taşlar. Eger yeterince cesursan o taşlari takip eder, kendini tam olarak olman gereken yerde bulursun."
Sadece insansınız sonuçta, degil mi? "Nedenler" içinde bogulan, "nedenler"le dolu bir insan. Arada bir, biraz "çünkü" ye ihtiyaci olan ve eger mevcut degilse yerine bir şeyler uyduran bir insan.
“Küçük ve mükemmel kar tanelerinin her biri ısınan cama değdiği anda eriyordu, biraz hüzün vericiydi. Uzaklardan gelerek varış noktana ulaştığın anda yok olmak ne kadar üzücüydü”