Devamlı akan su durduğunda serinliği özlenir, yanan ışık söndüğünde aydınlık özlenir ve insan karısını kaybettiğinde de onu ne kadar çok sevdiğini anlar. Anlayabilmek için en kötüsünün başa gelmesini beklemek ne acı. Neden mutluluğu, ancak çekip giderken çıkardığı sesle tanıyabiliyoruz?
Kız çocuklarından biri öldüğü zaman babam her zamanki gibi yemeğini yer, anneme ayaklarını yıkatır, sonra yatmaya giderdi. Ölen çocuk erkekse babam annemi dövdükten sonra yemeğini yiyip gene yatağa yollanırdı.
Şu hakikatlerin apaçık olduklarını kabul ediyoruz: bütün insanlar eşit olarak yaratılmışlardır. Yaratıcıları onlara bazı devrolunamaz haklar ihsan etmiştir. Yaşama, özgürlük ve mutluluk peşinde koşma bunlar arasındadır.
*Bağımsızlık Bildirgesi, 1776
Bu son derece vahim durumu o günleri görmeyen insanlara tarif etmek, okura her köşede hüküm süren dehşeti anlatıp zihninde gerçekçi bir izlenim bırakarak kalbinde bir merhamet hissi uyandırmak ne derece mümkün, bilemiyorum.
Birkaç gün daha umutlu bekleyişimizi sürdürdük. Ama bu sadece birkaç gün sürdü, çünkü evler kapı kapı aranmaya başlayınca nihayet herkesin gözü açıldı; vebanın her yere sıçramış olduğu, her gün birilerinin bu yüzden öldüğü anlaşıldı.