Tarihçi olarak şu sonuca varabiliriz: Çin Seddi bize tarihte gerçek Çin'i gösterir; bu günümüzdeki Çin sınırlarıyla ilgili değildir. Aslına bakıldığında tarihin eski devirlerinde Hunlardan başlayarak çok sayıda Kuzey kökenli kavim Çin'in içlerine gidip orada devlet kurmuş zaman içerisinde Çinlileşmiştir. Açıkça söylemek gerekirse güneye inen bozkır kavimleri her defasında eriyip asimile olmuştur.
Her fırsatta Türkler, Mançular, Moğollar, Hunlar Çin Seddi'ni aşarak Kuzey Çin'e girmeyi başarmışlardır. Seddin sanat veya tarihi eser olarak çok büyük değeri vardır. Ama savunma anlamında çok işlevsel olduğunu söylemek mümkün değildir.
Okur Takip Önerileri
Demek ki neymiş Diyarbekir ve Civarı Türk/Türkmen şehriymiş.
Anadolu Selçuklu Hükümdarı IV. Kılıçarslan, 1256'da Karakurum'a Moğol kağanının huzuruna gittikten sonra dönüşünde ağabeyi II. Keykâvus'a gönderdiği mektupta Hoten'den geçtiğini söyler. İlhanlılar döneminde Hotenli maliye memurlarının Diyarbekir bölgesine getirildiği ve Kaşgarlılarla Hotenlilerin Kayseri, Konya ve Niğde taraflarına yerleştirildiği bilinmektedir.
ve sonsuz yaban bir acı nöbet tutuyor
hazin bir ruh yalnızlığınca
Öyle acılı, öyle acılıyım, sanki
bütün dünya bozluğa batacak,
sanki öptü beni sevgili
ve dedi : elveda, ancak.
Yaşamı omuzlamalısın onurla,
o küçültür yalnızca küçükleri;
dilenciler kardeş diyebilir sana,
yine de olabilirsin kralın biri.
Beyaz kasımpatların günüydü bu,-
neredeyse ürktüm ağır görkemlerinden...
Ve sonra, sonra geldin almaya ruhumu
gecenin içinden.
İsterim bir sarışın mutluluk bulmak;
oysa yorgunum özlemden ve aramaktan.-
Işıltının yittiğini gördüm yavaştan
ve ürktüm titreyip korkak bir çocuk gibi,
uzun süre parlak bir ışığa bakan:
Kör müyüm ben şimdi?
Yalnızca fırıldıyor bitik bir pervane
oraya buraya üstünde bu sayrı yerin…
yapayalnız, bir Tanrı düşüncesinin
şaşırması gibi inkârcının göğsünde.