Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yulia Bilanova

Yulia Bilanova
@asivemavi
Celse 62
Sabrın en iyisi, nefissiz sabırdır. Aklın en iyisi, nefissiz akıldır. Dünyanın dönüşü nefse doğrudur. Öyle insanlar vardır ki, kendilerini bilmezler. Bunlar sadece doğanın oyuncağıdırlar. Öyle insanlar vardır ki bunlar, kendilerini bir yolda bilirler. Bunlar ise yolun oyuncağıdır. Fakat yine öyleleri vardır ki, bunlar her yerdedir.Fakat sadece Yukarı’nın emrindedirler. Bunlar kendilerini, kalplerini, akıllarını ve ellerinin işini oyuncak diye vermezler. Gerçek kahraman bunlardır.
Reklam
Hayatin sonsuzluğun da, bulunduğum noktada her sey mükemmel, bütün ve tam. Her günün her anında, benden daha büyük bir gücün içimden akıp geçtiğine inaniyorum. Bu Evrende yalnızca Bir Aklın oldugunu bilerek ondaki bilgeliğe kendimi açiyorum. Tüm cözumler, tüm yanıtlar, tüm iyileşmeler, her türlü yaratıcılık ondan geliyor. Bilmem gereken her şeyin bana açıklanacağının, ihtiyacım olan her şeyin doğru zaman, mekan ve sıraya geleceğin bilincinde olarak, bu Güce ve Akla güveniyorum. Dünyamda her sey iyi ve guzel.
Sayfa 33 - altın kitaplarKitabı okudu
"İnsan zihninin olağanüstü yetilerini bedeni iyileştirmek için nasıl kullanacağını bilen uzmanlar varsa onları bulmak istiyordum. Onların bildiklerini öğrenmeliydim. antropolojik hikayelerde Avustralya'daki Aborjinler ve Peru'daki İnkalar gibi, bu tür şeyleri bilen haklar olduğu ima ediliyordu."
Sayfa 17 - omegaKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Doğum ve ölüm arasında da benzer bir yakın ilişki bulunur. Gebeliğin ileri aşamalarında birçok kadın ölüm ve yıkım temaların içeren rüyalar görür. Doğum hem anne hem de çocuk için yaşamı tehdit edici bir olaydır. Doğum, riskli ya da yaşam tehdit edici olması da dahi güçlü ölüm korkulara neden olabilir tersi de geçerlidir; ölüme yakın deneyimler doğuma dair bazı unsurlar içerir. Özellikle de bir tünel ya da kanaldan geçip ışığa doğru duygusuna sıkça rastlanır."
Sayfa 146 - omegaKitabı okudu
"Kendimizi başdöndürücü kozmik güçlerin zavallı kurbanları olarak gördüğümüzde yaşamda deneyimlediğimiz acının düzeyi doğal olarak oldukça etkilenecektir. Eğer kendimizi yaşamlarımızın metin yazarları olarak görürsek tadını çıkardığımız mutluluk ve özgürlükle aynı oranda artacaktır."
Sayfa 142 - omegaKitabı okudu
Reklam
Kitabı elime alıp giriş kısmındaki bir bilgisayar çipinintanımını buldum; "Çip kapıları ve kanalları olan yarı-geçirgen bir kristaldir". İlk birkaç saniye çipin ve hücre zarının tekniksel olarak aynı tanıma sahip olması fikri beni etkiledi. Birkaç heyecanlı saniyeyi de hücre zarları ve silikon yarı-geçirgenleri birbiriyle karşılaştirarak geçirdim. Tanımlarının birbirine tıpatıp uyması tesadüfen oluşmuş bir durum değildi ve bunu fark ettiğimde bir anlığına şok yaşadım. Bir hücre zarı yapısal ve işlevsel açıdan kesinlikle silikon bir çipin karşılığıydı.
Vücudumuzu ve zihnimizi, genler tarafından yönlendirilen hormonlar ve sinirsel iletkenler kontrol etmiyor; aksine, inançlarımız vücudumuzu, zihnimizi ve dolayısıyla yaşamlarımızı kontrol ediyor.... Ya evet inançlarımız!
Kendinizi bir birey olarak düşünebilirsiniz ama bir hücre biyoloğu olarak ben tek hücreli 50 trilyon vatandaştan oluşan dayanışma içindeki bir toplum olduğunuzu söyleyebilirim. Vücudunuzu oluşturan hücrelerin neredeyse tamamı amibe benzeyen, bir diğerinin hayatta kalabilmesi için sürekli dayanışma içinde olan bireysel organizmalardır. Daha basit bir ifade ile insanlar sadece "kolektif amipsel uyanıklığın" sonucu ortaya çıkmışlardır. Bir ulusun vatandaşlarının özelliklerini taşıması gibi, "insan"lığımız hücresel birliklerimizin temel özelliklerini yansıtmalıydı.
"Rahatla ve sessiz ol. Kendi merkezini bul ve orada dur. Bedenin başına ne gelirse gelsin oradan ayrılma. Yalnızca olup bitene tanık ol. Bırak ne olacaksa olsun, araya girme. Hatırla, hatırla, hatırla ki sen yalnızca tanıksın; bu senin gerçek doğan. Bunu hatırlayarak ölürsen, teker duracaktır."
Reklam
Yaşam eskidir, çünkü bütün geçmiş şimdiki zamanda mevcuttur; yenidir, çünkü bütün gelecek potansiyel olarak şimdiki zamanda mevcuttur. Şimdiki zaman bütün geçmişin sonu ve bütün geleceğin başlangıcıdır. Yaşanmış herşey, içinde bulunulan anda gizlidir, gelecekte olacaklar da içinde olduğun anda gizlidir. Her an, hem geçmiş hem de gelecektir, geçmiş ve geleceğin birleşim noktasıdır. Böyle olunca, bir şey eskidir ve bir şey yenidir. Her ikisinin birlikte farkına varabilirsen, hem canlı olacak hem de kök salacaksın. Hiçbir stres olmadan, rahat olacaksın. Donuk olmayacaksın, son derece bilinçli ve uyanık olacaksın.
"Zihin sana sürekli olarak der ki: "Şunu yap şu al. Şuna sahip ol buna sahip ol... yoksa buna sahip olmadan nasıl mutlu olabilirsin? Bir saraya sahip olmalısın o zaman mutlu olabilirsin." Eğer mutluluğun bir koşula bağlı ise mutsuz kalacaksın."
"Zihnimiz, daha fazlasını; sürekli olarak daha fazlasını istemektir. Ne kadarına sahip olduğun hiçbir şeyi değiştirmez, zihin daha fazlasını istemeyi sürdürecektir. Ve o daha fazlasını istemeye devam edeceği için de sen sürekli olarak boş olduğunu, çok şeyi kaçırdığını hissediyorsun. Anlayabiliyor musun? Boşluk hissi daha fazla istemek tarafından yaratılır. Boşluk mevcut değildir, o boş bir inançtır ama sen arzunun ağına takıldığında çok gerçek görünür."
"Zihninin tümünü ışığa getir ve göreceksin; tüm ıstırap verici şeyler ölmeye başlar ve tüm güzel ve coşkulu şeyler yeşermeye başlar"
Her zaman kendin olmak istersin – bu doğaldır – ve toplum da ona izin vermez. O senden başka birisi olmanı ister. Senin taklit olmanı ister. Senin gerçek olmanı istemez çünkü gerçek insanlar tehlikeli insanlardır; gerçek insanlar asidir. Gerçek insanlar öyle kolaylıkla kontrol edilemez, sisteme uydurulamaz. Gerçek insanlar kendi gerçekliklerini kendi tarzlarında yaşar; onlar kendi işlerine bakar, başka şeylerle uğraşmazlar.
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.