Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İdeal tarihçi..
Sahte bir bilgi dünyası içinde, dünyanın sunduğu deneyimlerden uzak bir kitap kurdu olarak yaşamamalı, yalnızca bir düşünce insanı olmaktan ziyade bir hareket insanı, bir siyasetçi, bir asker ve bir gezgin olmalıdır. Büyük şeyleri yazmak kadar büyük şeyler gerçekleştiren birisi olmalıdır.
Gel güzelim bana gelsen doğruyu yanlışı bulsan ya da gönlüne asker gönderip barbar devletler kursamm
Reklam
Jodl, Skorzeny'ye bir kağıt uzatmıştı. Üzerinde Alman Kartalı ve yaldızlı Gamalı Haç bulunan bu kâğıtta şunlar yazılıydı Führer ve Devlet Şansölyesi Hitler Tarafından Binbaşı Skorzeny, bizzat tarafımdan çok önemli ve gizli bir vazife ile görevlendirilmiştir. Asker ve sivil herkes, her çeşit olanak ve vasıtaları ile Binbaşı Skorzeny'ye gerekli yardımı yapacak ve isteklerini yerine getirecektir. A. HİTLER İşte güvenin ta kendisi. Hitler, Skorzeny'nin eline Almanya'nın altını üstüne getirebilecek bir koz veriyordu. Genellikle 20 Temmuz suikas- tinden beri en yakın bildiklerine karşı bile za- man zaman şüphe duyan Hitler'in, Skorzeny'ye gösterdiği bu olağanüstü güven üzerinde ne kadar durulsa yeridir... Hitler, sevdiğini sever ve ona gönülden bağlanırdı. Genellikle de iyi insanları seçerdi. Seçer ve onu layık olduğu mevkiye yükseltirdi. (Kuşkusuz, hataları da olmuştur.) Ancak bir iki defa, o da çok kısa süreli gördüğü, sadece binbaşı rütbesindeki bu adama, gerçekten büyük bir koz vermekte ve gözünü kırpmamaktadır.
BANKALAR TANKLARDAN DAHA BÜYÜK BİR TEHDİTTİR Tanklar ile darbeler yapma devri kapanmış 28 Şubat süreci ile asker son kez kullanılmış ve sıra bankalar ile soyguna ve talan etmeye gelmişti. Faiz, kredi, kredi kartı ve bireysel kredi ile karşılıksız para basarak bol para dönemi halka geçici veya aldatıcı bir refah hissi vermek içindi. Bunun
Genellikle, fanatik bir asker, asker olmuş bir fanatiktir; fanatik olmuş bir asker değil.
Gerek kitle hareketleri gerekse ordular kolektif topluluklardır; her ikisi de bireyin kişisel farklılık ve özgünlüklerini ortadan kaldırır; her ikisi de kendini feda etmeyi, kayıtsız şartsız itaati, sadık bağlılığı ister; her ikisi de cüretkârlığı ve birlikte hareket etmeyi sağlamak için inandırma yöntemini geniş ölçüde kullanır ve her ikisi de özerk varoluşa tahammülü olmayan hüsrana uğramışlar için bir sığınak görevi görür. Yabancı lejyonlar gibi askerî bir topluluk, genellikle yeni bir harekete katılmaya hevesli tipteki kişilerin çoğuna cazip gelir. Ayrıca, paralı asker toplayan subay da, komünist kışkırtıcı da, misyoner de taraftar arayışlarında çoğu zaman aynı çöplükte karşılaşırlar.
Reklam
Küba devriminden sonra JFK yönetimi tarafından CE­PAL'in "kalkınmacı" fikirlerinin benimsenmesiyle, 1960 yılında Milli Birlik Komitesi'nin reformculuğu ve 1960-1980 sürecinde başlıca ekono­mik model olarak ithal ikameci sanayileşme modelinin benimsenmesi ara­sında doğrudan bir ilişki vardır. Aynı ilişki 80'li yılların sonunda gözlem­lenir, ama taban tabana zıt yönde. Bu kez liberal yeniden ekonomik yapı­ lanma programlarında karar kılan 1980 darbesi generalleri merkez ülkele­rindeki Fordizmin krizi ve Amerikan hükümetinin sıkı para politikalarıyla karşı karşıyadır; bu uluslararası konjonktür 1960'taki albayların giriştiği "ilerici" ve "reformcu" macera için hiç de elverişli değildir.
ABD ambargosu ve Türk silah sanayisi:
Türkiye'nin askeri teçhizat konusundak i bu bağımlılığı ancak 1974'te Kıbns Banş Harekatı esnasında acı bir şekilde hissedilir. Çıkartma sırasında kendi askeri teçhizatının kullanılmasına karşı çıkan ve Amerikan askeri yar­ dımlarının, Kongre' de oylanan yasa uyarınca "ABD başkanının onayı olmak­ sızın amaçları dışında kullanılmaması" gerektiğini ileri süren ABD, Türki­ye'ye askeri ambargo koyar. Bu gelişmeler Türk askeri çevrelerinde Ameri­ka'dan bağımsız olma isteği uyandırır. 8o'li yıllarda TAİ, NUROL gibi kuruluşlar eşliğinde "ulusal " bir silah sanayisinin kurulmasıyla bu alanda öneml adımlar atılır. Ancak bu sanayi de bir anlamda ABD'ye bağımlıdır; zira söz konusu olan, lisans anlaşmaları çerçevesinde teknoloji transferidir.
Türk ordusunda Amerikan sistem:
Kısa süre içinde üniformadan silahlara (İkinci Dünya Savaşı'nın üretim fazlası Sherman tankları, Mı piyade tüfekleri ve Thompson maki­neli tabancaları ), kışla mutfağından eğitim programlarına her şey değişti , Amerikanlaştı. 1947'de Ankara Bahçelievler' de bir Amerikan askeri yardım komisyonu kuruldu: Joint American Military Mission for Aid to Turkey. Bu komisyonun adı daha sonra, 1958'de JUSMMAT (Joint United States Military Mission Aid to Turkey) olarak değişecekti. Amerikan Lojistik Destek Komutanlığı (TUSLOG, The United States Logistics Group) idaresindeki toplam 55 Amerikan askeri üssü stratejik biçimde ulusal topraklara dağıl­dı. Böylelikle Türkiye bir nevi Sovyetler Birliği'ni gözetleme merkezine dö­nüştü. 1946-2000 yılları arasında, Türkiye'nin ABD' den aldığı askeri yar­dımlar bazı Latin Amerika ve OECD ülkelerininkilerle karşılaştırıldığında, Washington'ın savunma politikalarında Türkiye'nin yeri ve önemi bütün açıklığıyla ortaya çıkar.
Günümüzde orduda Prusya ekolü devam ediyor mu?
Almanların askeriyedeki etkisi cumhuriyet döneminde yoğunluğu­nu yavaş yavaş yitirse ve ardından Türkiye'nin NATO'ya girmesiyle bütü­nüyle ortadan kalksa da, Prusya ekolü arkasında bugün de fark edilebilen izler bırakmıştır. Elbette Türk subayları Prusya tarzı nişanları, monokilleri ve Kaiser tarzı bıyıkları terk etmişlerdir. 1903 model Mauser piyade tüfek­ leri ve geçiş törenlerindeki kaz adımları da bugün geçmişte kalmıştır. Yine de ordu içinde hala Prusya ekolünden kalma bilinçaltı düşünce ve hareket tarzları gözlemlenebilmektedir. Görüştüğümüz subaylardan biri "NA­TO'ya girdiğimizden beri artan Amerikan etkisine karşın, kurallara sonsuz bağlılığı ön plana çıkaran eski Prusya geleneği hala sürmektedir" sözleriy­le bu saptamayı yapmaktadır.
Reklam
TCG ERTUĞRUL çıkarma gemisi'nin güvertesinde, Yüzbaşı Saldıray Hakgüder: -'Çıkması muhtemel fırtınayı, ortadan kaldırmak için geliyoruz buraya... başarısızlık; ne bugüne kadar ne de bundan sonraki hayatımızda asla kitabımızda yer almamış ve almayacak olan bir terimdir. 40 asker, 40 özel seçilmiş ve yetiştirilmiş Türk subayıyız biz.. Tıpkı Rumeli Fatihi Şehzade Süleyman'ın yola çıktığı, 40 yiğidi gibi. ... Kıbrıs adasının dört bir yanına dağılıp, görevimizi en iyi şekilde yerine getireceğiz.'
Osmanlı ordusunda Prusya ekolü
Abdülhamid döneminden itibaren (1876-1909) Alman modelinin açıkça yeğ tutulması olgusu 1908'den sonra Jön Türk iktidarı sırasında do­ruk noktasına ulaştı. 1882'de, Alman Genelkurmay Başkanı Helmuth von Moltke, en iyibsubaylarından oluşan Albay Koehler komutasındaki bir eki­ bin Osmanlı ordusunu yeniden yapılandırmak üzere İstanbul'a
Kırım'ın kaybedilmesi:
1774 Kaynarca Antlaşması ile Kırım Hanlığı'nın ba­ğımsızlığı kabul edilmişti. Bu, Rusya'nın Kırım Hanlığı'nı yıkmak ve kendi ege­ menliği altına almak için aulmış bir adımdı. Nitekim, antlaşmanın imzasından sonra, Ruslar, Kırım'da iç anlaşmazlıklar çıkarmaya, halkı Kırım Hanlarına karşı ayaklanmak için kışkırtmaya ve nihayet Kırım'a asker sevkederek, istediklerini Han seçtirmeye başladılar. 1777'de, evvelce Petersburg'da bulunmuş ve Katerina'nın sempatisini kazanmış olan Şahin Giray'ı, askeri baskı altında, Han seçtirdiler. Rusların bu müdahalesi Kırım Tatarlarının hoşuna gitmediği gibi, Osmanlı Devleti'ni de kızdırdı. Babıali, bu işe müdahaleye karar Yerdi ve o da İstanbul' da bulunan Selim Giray'ı Kırım Hanı tayin ederek, başkent Bahçesaray'a gönderdi. Bu iki Han arasında mücadeleler oldu ve Selim Giray mücadeleyi kaybedince İstanbul'a döndü. Osmanlı Devleti Rusya ile yeni bir savaşa başvurmak istediyse de, Fransa'nın araya girmesiyle bundan vazgeçti. Ve 10 Mart 1779'da Rusya ile yaptığı Aynalıkavak Antlaşması ile , Şahin Giray'ın Hanlığını tanıdı. Fakat Ruslar da asker­lerini geri çekeceklerdi. Ne var ki, Ruslar Şahin Giray vasıtasiyle Kırım'a nüfuz et­meye devam ettiler ve nihayet 1783'te Kırım'ı işgal ve Rusya'ya ilhak ettiler.
Bera B. Malik
O öyle korkusuzdu ki bir gün Hz. Ömer onun hakkında Hâlid'e şöyle bir mektup yazmak zorunda kalmıştı: "Berâ'yı komutan olarak atama, ondan asker olarak istifade et. Çünkü onun cesareti askere zayiat verdirebilir."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.