"Metruk bir değirmen gibiydim; işe yaramaz, gözden çıkarılmış, kuşların bile uğramaktan vazgeçtiği yıkılmayı bekleyen bir değirmen. Yeryüzünün unutulmuş bu ücra köşesinde başka birçok şey gibi iyinin ve kötünün; acının ve mutluluğun arasındaki çizgi belirsizleşmiş sanki her şey yalnızca zamanı unutmak için yaşanıyor gibiydi. Sanki bu durmadan yağan kar her şeyin üstünü örtüp bu unutuşu mümkün kılmak için didiniyor gibiydi. Mevsimler geliyor, geçiyor umutlar başlayıp tükeniyor ama yine de hayat neden olduğu belli olmayan sabırlı bir inançla inadına devam ediyordu."