Evet, düşen uçaklarda genelde ateist de, Müslüman da, Hristiyan da, yahudi de, Hindu da, budist de, maniheist de vs... kalmıyor. -Lost dizisi müstesna-
"Tanrı’yı ne kadar soyut ifadelerle anlamaya ve anlatmaya çalışırsanız çalışın,
O’nu ne kadar tenzih ederseniz edin,
O’nu ne kadar selbi sıfatlarıyla anlamaya ve düşünmeye çalışırsanız çalışın;
O’nu düşünmeye,
O’ndan bahsetmeye,
O’nun hakkında tartışmaya,
O’na dua ve ibadet etmeye,
Ve hatta günlük hayatınıza O’nu dâhil etmeye başladığınız anda antropomorfik -insan biçimci- bir tanrıdan bahseder gibi bahsetmeye veya bilinçaltınızda öyle kabul ederek konuşmaya ve hareket etmeye başlayıverirsiniz."
"Ne diliniz, ne de zihniniz başka türlüsüne izin verir. Gerisi kelami veya metafizik mülahazalardan ibarettiir. Boştur ve ne zihinde ne de pratik hayatta bir karşılığı vardır. Tanrısı olmayan bir tanrısallık ne işe yarar! Tanrı dile geldiğinde insanlaşır."
"bir şeyin özel bir kişiye vahyolunması, herhangi başka bir kişiye olunmaması, bu vahyin sadece o kişiye ait olması anlamına gelir. Bu kişi vahyi ikinci bir kişiye, ikincisi bir üçüncüsüne, üçüncü dördüncüye aktarır ve böyle devam ederse söz konusu vahiy
bütün bu insanlar için bir vahiy olmaktan çıkar. Bu sadece birinci kişi için bir vahiydir, diğerleri için de bir söylenti; sonuç olarak diğerleri de buna inanmakla yükümlü değildirler."
Thomas Pane, Akıl Çağı (5.s)
"Herkesin inanması istenen bir şeyin kanıt ve ispatı evrensel ölçekte, herkese eşit bir biçimde sunulmuş olmalıdır"
(9.s)