Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bengisu

Ah, geleceğin de bu uzaklardan hiçbir farkı yok! Büyük, alacakaranlık bir bütün var ruhumuzda, duyumsallığımız, gözlerimiz gibi bulanıklaşıveriyor ve biz, ah, bütün benliğimizle kendimizi vermeyi, bütün sevincimizle biricik, büyük ve görkem dolu bir duygunun tüm benliğimizi sarmasını özlüyoruz. Ah! Koşa koşa yola çıkıp tasarladığımız yere vardığımızda, değişen hiçbir şey olmuyor ve biz bütün yoksulluğumuzla, bütün sınırlılığımızla kalakalıyoruz, ruhumuz ise yitmiş bir doyumun özlemi içinde.
Reklam
Üstelik de yüreğime hasta bir çocuğa bakar gibi bakıyorum: Her istediğine izin veriyorum.
Keşke -ruhum sonsuz Tanrı’yı yansıttığı gibi- içimdeki bu sıcak ve dolu yaşantıları ruhumun aynası olarak dışa vurup onlara kağıtta can verebilsem! Ah, dostum! Ama bu yaşantılar beni çökertiyor, bende beliren bu oluşumlardaki görkemin şiddeti beni yıkıyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kuşkusuz haklısın arkadaşım; eğer insanlar -niçin böyle yaratılmış olduklarını Tanrı bilir- imgelemleriyle geçmişteki kederin anılarını çağrıştırmak uğruna bu denli çaba gösterecekleri yerde, kayıtsız bir şimdi’ye katlansalardı, çektikleri acı daha az olurdu.
“Durup kendini dinledi, göğsünde bir huzursuzluk, dışarı çıkmak isteyen bir şeyler hissediyordu. Birden ne olduğunu anladı, özgürleşmek isteyen, bastırılmış kahkahalar vardı içinde.”
Reklam
“İnsanlara ihtiyacı vardı, birkaç saat olsun kendinden ve korkunun o öldürücü yalnızlığından uzaklaşıp dinlenmeye ihtiyacı vardı.”
“Fakat fırtına veya bunaltıcı sıcak kadar, havanın durgunluğu da insanı rahatsız edebilir, aynı şekilde ılımlı bir mutluluk da talihsizlik kadar kışkırtıcı olabilir ve isteksizlik çeken pek çok kadın için, umutsuzluğun getirdiği sürekli bir doyumsuzluktan daha tekinsizdir.”
“Kadınları salt insani zenginlikleri içinde kavramanın; hep cinsiyetleri açısından bakmaktan, hep yarı şematize ederek görmekten kaçmanın bu kadar zor olması ne tuhaftı. İnsan kadınları ister idealize etsin ister şeytanileştirsin, her durumda erkeğe bağlı değerlendirip basitleştiriyordu.”
“Sevgili çocuk, asıl hayatlarında yalnız bir kere seven insanlar yüzeyseldir. Onların sadakat, vefa diye addettikleri şeye ben alışkanlıktan kaynaklanan rehavet ya da hayalgücü eksikliği diyorum. Zihinsel dünya için tutarlılık neyse duygu dünyası için de sadakat odur; yani yenildiğinin resmidir.”
“Sıradan faniler yaşamın sırrına erebilmek için beklemek zorunda kalırken, seçilmiş bir avuç azınlık daha perde kalkmadan bu sırra vakıf olabiliyordu. Bu, çoğu zaman sanatın, özellikle de edebiyatın etkisiyle mümkün olabiliyordu çünkü sanat da, edebiyat da arzular ve zihinle ilişkiliydi.”
Reklam
“Deneyimin bize gösterdiği tek şey şudur; geçmişimiz neyse geleceğimiz de olacaktır ve geçmişte tiksinerek işlediğimiz günahları gelecekte defalarca, hem de mutluluk duyarak işleyeceğiz.”
“Çocuklar ilkin anne babalarını severler; büyüdükçe onları yargılamaya başlar, nadiren de affederler.”
”..Bu yaptığınız çok saçma, zira şu dünyada hakkında konuşulmasından daha kötü bir şey varsa o da hakkında konuşulmamasıdır.”
“Bir bakıma, güzellik de bir tür dehadır; hatta dehadan çok daha üstündür çünkü hiçbir açıklamaya ihtiyaç duymaz. Güzellik, tıpkı güneş ışığı gibi, bahar mevsimi gibi, karanlık sulara aksi vuran, adına ay dediğimiz o gümüş deniz kabuğu gibi bu dünyanın muazzam gerçeklerinden biridir. Sorgulanamaz. Yüceliği ilahidir. Ona sahip olanlara asalet bahşeder.”
“İnsanoğlu kendini fazla ciddiye alıyor. İnsanlık tarihinde işlenen ilk günah budur. Mağara insanı gülmeyi bilseydi, tarih çok daha farklı gelişirdi.”
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.