Ne bir kimseyi göresim var, ne konuşasım bir kimseyle
Hayır, insanları sevmiyorum efendimiz
Çok soru soran bakkalı, işgüzar sekreteri
Pantolon ağlarından dakikalar fırlayan kart zamanparaları...
Hayır, hiç kimseye acımıyorum Efendimiz
Sesleri dinleyerek büyüdüm Efendimiz
Beyaz etli çuprayı deşeleyerek
Yeşil elmayı dişleyerek
Sokağa atılmış bir Çin Aslanı kadar şaşkın,
Rüyamda bilmediğim bir yazıyı okuyup anlayarak
Ne anladıysam sonra ağlayarak.